Fethiye Emlakçılar Derneğinin düzenlemiş olduğu sektör değerlendirme toplantısının beşincisi gerçekleşti. Dernek başkanı Serdar Oğuz başkanlığında düzenlenen sektör değerlendirme toplantısına Babadağ Emlak kuruluşunun sahibi Okan Tuncer ev sahipliği yaptı. Beşincisi düzenlenen sektör düzenleme toplantısına katılan İlter Gayrimenkul kuruluşunun sahibi Mutlu İlter, Toydemir Emlak kuruluşunun sahibi Ertan Toydemir, Arya Emlak yetkilisi Leyla Metin, Emlak Fethiye kuruluşunun sahibi Mustafa Urhan, Başıhoş Sigortacılık sahibi Mehmet Başıhoş ve Patat Emlak kuruluşunun sahibi Mürsel Patat açıklamalarda bulundu.
“TÜRKİYE’DE 2 YIL ÖNCESİNE KADAR YAŞAM GAYET GÜZELDİ”
Emlak değerlendirme toplantısında açıklamalarda bulunan Patat Emlak kuruluşunun sahibi Mürsel Patat “emlak sektörü ile ilgili sorunlarımız ekonomiden önce işlevsel olarak vardır. Bu pastaya çok pay sahibi olmaya çalışan belgesiz, yetkisiz, sokakta bu işi yapmaya çalışan marketçi, büfeci, restorantçı, garson gibi bazı unsurlar mesleğimizi zedeliyor. Şu anda en büyük işlevsel sıkıntılarımızdan birisi bu olmaktadır. Biz bu mesleğimizi belgesiyle hakkıyla yapan ve ticaret bakanlığı il müdürlüğünden yetki alan kişiler olarak ekonomi bozukta gitse, az da kazansak, pastadan doğru kişiler pay alacağı için bu kadar büyük sorunlar yaşamayacaktık” dedi. Konuşmasına devam eden Patat “2021 yılından önce yani pandemi dönemine kadar ekonomik sıkıntı olarak ülkemizde ve dünyada hiçbir şey yoktu. Fakat dünyanın sistemini değiştirmeye çalışan 8-10 kadar aile dediğimiz doyumsuz köpek balıklarının bir türlü doymamasından dolayı insanlar corana virüs dönemine itildiler. Pandemi dediğimiz bu dönem ile devletlerin bütçeleri katlayarak yükseldi. Tedarikçi noktasında yetmemeye başladı. Hastalık, maske ve aşı derken sonuçta Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere 2., 3. ve 4. dünya ülkelerinde kendi imkanlarına göre başlayan zorluklar Türkiye’de de başladı. Türkiye’de 2 yıl öncesine kadar yaşam gayet güzeldi. Yaşadığımız bu zamanda ekonomimizin kötü ve bozuk olmasına katılıyorum. Muhakkak çözümü vardır ama ekonominin bozuk olma nedeni dünyanın yaşadığı kaos ve ülkelerin yaşadığı ekonomik sorunların temeli bir türlü doymak bilmeyen doyumsuz köpekbalıklarının insanların düzenini bozmalarından kaynaklanmaktadır. Yarının ne olacağını bilmeden yaşamaktayız, 2025’te, 2026’tı da ve 2030’lu yıllarda ne ile karşılaşacağımızı bilmemekteyiz. Önümüzdeki 15 yıl içersinde Avrupa’nın, dünya ülkelerinin ve ülkemizin nasıl bir konuma sahip olacağını da bilemiyoruz. Emlak sektörüne geç giren ve tüm bu olumsuzluklara rağmen azimle çalışan bir kardeşiniz olarak emlak her zaman vardır. Toprak, bina ve taşınmaz anlamında alıcı ve satıcı portföyü her zaman vardır. Ama liyakat, dürüstlük esasen birbirinden bilgi alabilme çerçevesinde düzgün esnaflık yaparak ayakta kalabilirsiniz ve kazanabilirsiniz. 3’e aldığınızı 5’e, 5’e aldığınızı 15’e satarak değil emlakçıların resmi komisyon üzerinden para kazanmaları ve ailelerine götüreceği rızkı temin etmeleri gerekiyor. Evet ekonomi biraz bozuk, düzeltilebilir; ben gelecek için umutla, hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
“PARALARI DEĞERLİ OLDUĞU İÇİN ÜLKEMİZ YABANCILAR İÇİN BİR CENNET”
Toplantıya katılan Başıhoş Sigortacılık sahibi Mehmet Başıhoş konuşmasında “bu gün çok güzel bir birliktelik sağladık. Ben sektörün ağırlıklı olarak sigorta bölümündeyim. Uzun yıllardır bu işi yapıyorum. Sigortacılıkta emlak sektörü ile yakından ilgili bir sektördür. Ekonomide ki bozukluklar, depremler ve doğal afetler gibi nedenler sigorta sektörünü de etkilemektedir. Ben Fethiye’de faaliyet gösteren ve bu mesleğe emek vermiş emlakçı arkadaşlarımızın dürüst bir şekilde çalışarak sektörde var olmaya çalıştıklarını biliyorum. Birlik ve beraberlik içersinde bu yolda devam edeceğiz” dedi. Emlak Fethiye kuruluşunun sahibi Mustafa Urhan’da konuşmasında “uzun yıllardır bu mesleği yapıyoruz. Sıkıntılı günler geçirmekteyiz. Dünya’da ve ekonomide her an her şey olabilir. Bu durumdan dolayı emlakçılık sektörü çabuk etkilenen bir sektör olmaktadır. her geçen gün yükselen kiralar ve artan emlak fiyatları ülkemiz insanları için çok zor bir dönem. Fakat yurt dışından gelen insanlar için bu durum tam tersi. Onların paraları değerli olduğu için ülkemiz yabancılar için bir cennet. Artık öyle bir zamana geldik ki; bu süreçte Türk insanının bir ev alması her geçen gün zorlaşmaktadır. Artan kiralar nedeni ile de barınma sorunu da her geçen gün aynı şekilde artmaktadır. Bu sıkıntıların bir an önce düzeltilmesi gerekiyor” dedi.
“FİYATLARIN ARTMASINI İSTEMİYORUZ, ENFLASYONLA SAVAŞIYORUZ”
Arya Emlak yetkilisi Leyla Metin’de açıklamasında “asıl mesleğim gazetecilik ama 2010 yılından beri emlak sektörü içersindeyim. Bütün mesleklerde olduğu gibi emlak sektörünün her alanında sıkıntılar var. Ülkemizde kanun koyuculuk var ama uygulamada ve denetimde sıkıntılar yaşanmakta. Bu günde sorunlarımızı ve sıkıntılarımızı istişare etmek üzere toplandık. Arkadaşlarımın bütün söylediklerine katılıyorum. Sektörümüzdeki en büyük sıkıntımız; bizler mesleğimiz ile ilgili devletin istediği belgeleri alıyoruz fakat hayatında emlakçılık yapmamış kişiler de emlakçı olarak kolay bir şekilde ev adresini göstererek vergi levhası alabiliyor. Tabi ki bu durumlar emlak sektörünü ve gayrimenkul fiyatları ile ekonomiyi etkiliyor. Bizler hem kaçak emlakçılar ile mücadele ederken bir de bu şekilde emlakçı olan kişilerle de mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bu mesleği belgesiyle gerçek anlamda yapan emlakçıların bu fiyat artışlarından dolayı memnun olduğunu zannetmiyorum. Bizler yetkili emlakçılar olarak yasal % 0.02 komisyonumuzu alıyoruz. Fiyatlarda 100 bin, 200 bin şekildeki artışlar bizlerin komisyonunu derinden etkileyecek olaylar değil. Tam tersi uygun fiyatla yapılan satışların daha çok olmasını ve sirkülasyonun artmasını isteriz. Sonuçta bizlerde enflasyonla savaşan insanlarız. Bizlerde sosyal medyada paylaştığımız ilanlardan dolayı da fiyatları yükseltmeye çalışan bazı kişiler tarafından tepki ve yorumlar almaktayız” dedi.
“ORMAN VASFINDA BULUNAN BİR ALANDA SATIŞ İŞLEMLERİ KANUNEN YAPILAMAZ”
Toplantıya katılan İlter Gayrimenkul ve Ormancılık kuruluşunun sahibi Orman Mühendisi Mutlu İlter’de konuşmasında; orman arazilerindeki yapılaşmaya dikkat çekti. İlter açıklamasında “Son yıllarda, 6831 Sayılı Orman Kanununun Ek 16. maddesi kapsamında, Milli Emlak Müdürlüklerine yapılan müracaatlarda çok sayıda artış olmuştur. Yasaya uygun olup olmadığı incelenmeden, eksik bilgiler ile talepler yapılmaktadır. Yapılan bu talepler sonucu, vatandaşlar arasında mağduriyetler de oluşabilmektedir. Bu taleplere istinaden hak sahibi olduğunu düşünen vatandaşlarımızın, aralarında devir sözleşmeleri vb. yazılı belgeler tanzim ederek, orman vasfındaki alan üzerinden ticari alışverişlerde bulundukları duyulmaktadır. Bu durumun emlak sektörüne de olumsuz yansımaları olabilmektedir. Devlet Ormanı vasfında bulunan bir alanda satış vb. işlemler kanunen yapılamaz. Bu kapsamda vatandaşlar arasında yapılan bir işlemin ilgili resmi kurumlar nezdinde herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır. Müracaat edilen orman alanının Hazine adına çıkarılacağı da kesin değildir. Orman İdaresinin ilgili komisyonları marifetiyle yapılacak inceleme ve çalışmalar sonucunda, yasaya uygun bulunan alanlar, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılabilecektir. Bu süreç uzun bir zaman almaktadır. Yapılan her müracaatın olumlu sonuçlanması beklenemez. Vatandaş bilgisi olmadığı için Milli Emlak Müdürlüğüne yapılan müracaat ile doğrudan hak sahibi olduğunu düşünmektedir. Yapılan her müracaat, kazanılmış bir hak değildir. Vatandaş yapmış olduğu müracaata istinaden, ilgili orman alanının kendisine satılacağını düşünerek, başvuru yaptığı orman alanı üzerinde ağaç kesme, örtü temizliği, fidan dikme ve bina yapmak gibi, Orman Kanununa göre suç olan açma ve işgal eylemlerinde bulunmaktadır. Eksik, yanlış bilgi ve yönlendirmeler sonucu, Orman İdaresi ile mahkemelik olmakta, sonucunda da mahkumiyet kararları ile maddi ve manevi birçok kayba uğramaktadır. 6831 Sayılı Orman Kanununun Ek 16. maddesi kapsamında, Orman sınırları dışına çıkarılabilecek yerler: a) Tarım ve Orman Bakanlığınca, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler. b) 7139 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28/4/2018 tarihi itibari ile üzerinde yerleşim yeri bulunan yerler. c) Yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan yerler, orman sınırları dışına çıkarılabilir. Ancak Orman Kanununun ilgili maddeleri kapsamında, izinli ve tahsisli alanlar ile 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununa göre sınırları tespit ve ilan edilen, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri, turizm merkezleri, turizm bölgeleri ve turizm alanları içerisinde kalan ormanlık alanlar ise bu yasa kapsamında orman sınırları dışına çıkarılmaz.
Bu yasa kapsamındaki müracaatlar, ilgili Milli Emlak Müdürlüklerine yapılmaktadır. Vatandaşlarımızın, yukarıda açıklanan özelliklere sahip orman alanlarında, 6831 Sayılı Orman Kanununun Ek 16. maddesi kapsamında, Milli Emlak Müdürlüklerine yapacakları müracaatlar öncesinde, uzman kişilerden ve ilgili Orman İşletme Müdürlüğü, Milli Emlak Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü, Fethiye Emlakçılar Derneği, Muğla Emlak Danışmanları Esnaf Odası gibi kurumlardan bilgi alması ileride doğabilecek mağduriyetleri önlemek açısından çok önem arz etmektedir” dedi.
“TÜM BUNLAR FİYATLARIN YÜKSELMESİNE NEDEN OLUYOR”
Toplantıya katılımdan dolayı teşekkür eden Fethiye Emlakçılar Derneği Başkanı Serdar Oğuz “pandemi döneminden önce % 10 ve 12 oranlarındaki enflasyon bizler bu işleri yapıyorduk. Covid-19 sürecinde sadece emlak sektörü değil dünyadaki bir çok şey değişti. Dünyada bir enflasyon ortaya çıktı. Dolayısıyla biz Türkiye olarak bu enflasyonu biraz daha fazla yaşamaktayız. İzlenen ekonomik politikalar nedeniyle zaten kamuoyunda tartışmalar yaşanıyor. Ekonomistler nedenlerini tartışıyor. Biz emlakçılar olarak piyasayı biliriz ve piyasaya bakarız. Bu enflasyondan dolayı paradan özellikle TL’den bir kaçış oldu. Parasının değerini korumak adına emlak alımına yöneliş oldu. Pandemi döneminde konut yapımı ile ilgili bir gerileme oldu. Yılda 500 bin ile 800 bin arasında konut üretiliyorsa pandemi döneminde inşaatlar durdu, malzeme imalatı durdu. Dolayısıyla konut arzında bir düşüş yaşandı ve talepte artınca fiyatlar etkilendi. Bir de bunun yanında yabancılardan da ciddi bir talep oldu. Yabancılar ülkemizde 2001 ve 2022 yılları arasında ciddi bir şekilde konut satın aldılar. Geçtiğimiz 10 yıl içinde yabancılar 350 bin civarında konut satın aldılar. Son iki yılda TL karşısında dövizin artması da yabancı satışını tetikledi. 2022 yılında yabancıların 35 bin civarında konut satın aldı. Son yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle de yaşanan göç ve deprem olacak korkusuyla da yaşanan kontrolsüz göç fiyatların daha da çok artmasına sebep oldu. Tüm bunlar fiyatların yükselmesine neden oluyor. Bu olayların yaşanması ekonomiyi ve diğer sektörleri de çok etkiliyor. Diğer toplantılarda görüştük. Tarım arazilerinde ki kaçak yapılaşma ileride gıda fiyatlarını daha da arttırır. Hayvancılık biterse et fiyatlarını durduramazsınız. Bunu gibi ülkeyi etkiyecek olan bir çok konular var. Devletin çok iyi bir planlama yapması gerekiyor. ben toplantılarımıza katılımdan dolayı teşekkür ediyorum. Toplantılarımıza devam edeceğiz. Devletimizi ve ülkemizi yönetenlere mesajlar vermeye devam edeceğiz. Fethiyeli emlakçılar olarak bu sorumluluğun bilincindeyiz” dedi.