Cumhuriyet Kadınları Fethiye Şubesi yönetimi tarafından yapılan açıklamada; kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin her geçen gün arttığını belirtiler. 2020 yılında 300 kadın cinayetinin işlendiğine dikkat çeken CKD Fethiye şubesi yönetimi; kadınlara yapılan şiddet ve cinayetler mutlaka önlenmelidir, dediler. CKD Fethiye Şube Başkanı Hale Eralp “Kadınların kıymetini bilmeyen bir toplum maalesef geri kalır. Erkeklere bir daha hatırlatıyoruz, biz kadınları korumak ve kollamakla mükellefsiniz’ dedi. CKD Fethiye Şubesi yöneticileri ve üyeleri, dernek ofisinde bir basın açıklaması yaptı. Gerçekleşen etkinlikte kadına yönelik şiddettin her geçen gün artış gösterdiği kaydedildi. CKD Fethiye Şube Başkanı Hale Eralp, Üyeler Funda Gürol ve Ümit Özkan konuyla ilişkin değerlendirmelerde bulundular.
“KADINLARIN KIYMETİNİ BİLMEYEN BİR TOPLUM MAALESEF GERİ KALIR”
Cumhuriyet Kadınları Derneği Fethiye Şube Başkanı Hale Eralp yaptığı açıklamada, “Cumhuriyet kadınlarını temsil ederken aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nda mücadele eden erkeğimizle kadınımızla kurduğumuz Cumhuriyet’i temsil etmekteyiz. Türkiye’deki bütün kadınlar, Cumhuriyet kadınlarının torunlarıdır. Biz 1934’te seçme ve seçilme hakkını elde ettik. Kadınlara şiddete hayır diyoruz. Kadınlar bir nimettir. Kadınların kıymetini bilmeyen bir toplum maalesef geri kalır. Erkeklere bir daha hatırlatıyoruz, biz kadınları korumak ve kollamakla mükellefsiniz” diye konuştu.
“KADIN CİNAYETLERİ ARTMAKTADIR”
Cumhuriyet Kadınları Derneği Fethiye Şubesi Üyesi Funda Gürol açıklamasında, “Derneğimiz kadın cinayetlerine bakan hukukçulardan ve kadına yönelik şiddet ve bununla mücadele alanında çalışan uzmanlardan görüşler almış; ilgili yazını taramış ve bu konuda düzenlenmiş çeşitli panel ve çalıştaylara katılmıştır. Hatta birçok olguda, şiddet mağduru kadının hayatını tehlikede gördüğünü tekraren kolluğa bildirmiş olduğu da anlaşılmaktadır. Kadın devletten yardım istiyor; devlet şiddet gören kadını korumaya alıyor; fakat fail, içinde yaşattığı şiddetle kadına ulaşıyor. Sonuçta kadın dövülüyor, silahlı saldırıya uğruyor, ağır yaralanıyor ve öldürülüyor. Şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi olan bir kadının Kanunla sağlanan koruma tedbirlerine rağmen bunları yaşaması, önleyici tedbirlerde önemli bir eksiğimiz olduğunu göstermektedir. Bu tutumların mağduru kadındır; faili, ezici çoğunlukla, erkektir. Eldeki veriler, ülkemizde son yıllarda kadına yönelik şiddet vakalarında ve kadın cinayetlerinde artış olduğunu göstermektedir. TBMM Dışişleri Komisyonu Raporu’nda 2008 yılından sonra kayıtların özel biçimde tutulmaya başlandığı belirtilmiştir. 2009 yılından itibaren bakıldığında, kadın cinayetlerinin nüfustaki artışla açıklanamayacak şekilde yıldan yıla arttığı görülmektedir” ifadelerini kullandı.
“AİLE BAKANLIĞIMIZA ÇAĞRIMIZDIR”
Açıklamasını sürdüren Gürol, “Araştırmalarımızda gördük ki Polis Akademisi tarafından yayınlanan 2016-2017- 2018 Kadın Cinayetleri Veri ve Analiz Raporu’nda da özellikle alt gelir grubuna giren olgularda, 6284 sayılı Kanun kapsamında failin rehabilite edici koşullar gözetilmeksizin tedbir kararına maruz kalmasının yanlışlığına değinilmekte; evden uzaklaştırma gibi önleyici tedbirler verilen kişilerin hem rehabilitasyon hem de kalacak yer temini için yatılı öfke kontrol programlarına alınmalarının hayati öneme sahip olduğu ifade edilmektedir. Kadına yönelik şiddet olaylarında failin de bu yakıcı sorunun tarihsel temelindeki erkeğin kadına tahakkümü ile ortaya çıkan kadın-erkek eşitsizliğinin bir kurbanı olduğu kabul edilmeli ve buna göre çözümler üretilmelidir. Şiddet uygulayanın psikososyal destek programına alınması, mağdurun güvenliği kadar, sistemin diğer kurbanına da yeni bir hayat anlayışı kazandıracak olan insani çözümdür. Şiddet uygulayana; öfkesini kontrol etmeyi ve şiddetiyle ilgili tutum ve davranışlarını değiştirmeyi kazandıracak bir eğitim ve iyileştirme desteğinin verilmesi, önündeki yaşamı daha sağlıklı şekilde düzenlemesini sağlayacak ve hatta belki katil olmasını önleyecektir. Bu nedenle bir ceza değil, tersine bir hak olarak görülmelidir. Şiddet Önleme ve İzleme Psikososyal destek programı, ilgili uzmanlar Merkezleri’nde veya bu işle yetkilendirilen sağlık kurumlarında verilmelidir. Aile Bakanlığımıza çağrımızdır, bu bağlamda CKD olarak, kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin merkezinde yer alan başta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere, ilgili tüm bakanlıklara ve diğer kurum ve kuruluşlara sesleniyor ve kadın cinayetlerinin önlenmesi hususunda bugün kamuoyuyla paylaştığımız önerimizin dikkate alınmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
“2020 YILINDA 300 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ”
Cumhuriyet Kadınları Derneği Fethiye Şubesi Üyesi Ümit Yılmaz, “Kadına yönelik şiddetin üç sacayağı var. Bir tanesi öldüren… Burada katiller niye bunu yapıyor, neden öldürüyor, bunun çözümü nedir çok net olarak anlatılmış. Diğer iki sacayağı çok önemli… Bunlardan biri toplumsal yaşam, diğeri de siyasi erk. Toplumsal yapımızın değişmesi için çaba göstereceğiz. Ancak bu uzun bir süreç… Kadın erkek hep beraber mücadele ederek gerçekleşecek. Kadın-erkek eşitliğini çocuklarımızdan başlayarak öğreteceğiz. Diğer faktör siyasi erk de, o mecliste olan herkes şu an suçludur. Kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik çalışmıyorlar. 2020 yılında öldürülen kadın sayısı 300. Bu sayı 300’e ulaşıncaya kadar bu milletvekilleri neredeydi. Sayı çoğaldıkça kanıksıyoruz. İlk kadın öldürüldüğü zaman bunun ne anlama geldiğini çözüp önlem alınması gerekiyordu. Meclisteki milletvekilleri, bizim rahatımızı sağlamak, bizi korumak ve kollamakla mükellefler. Şu an ben mecliste kadın göremiyorum, birkaç kişi dışında. Fakat güzel bir şey var, yeni nesil kadınlara ben hayranım. Öyle özgüvenliler ki. İnanıyorum ki kadınlar bu anlamda hakkını alacaktır. Bütün siyasi erg, muhalefeti ve iktidarıyla, onların öğrenmesi gereken bir sayı daha var. Önce 1’i öğretmek gerekiyor. Bu ülkede yüzde 50 kadınlar oy kullanıyor. Ama erkeklerin iktidarı neredeyse yüzde 99. Neden böyle bir haksızlık var. Çünkü kadınlar hala kendi gücünün farkında değiller. Şu an aslında Türkiye’deki hiçbir parti birbirinden farklı değil. Hepsinin gittiği yol belli. Sadece güdülüyorlar, onlar bizi gütmeye çalışıyorlar. Biz bundan bunaldık. Kadın olarak itilmekten, şiddet görmekten ve öldüğümüz zaman sadece sayı olarak bahsedilmekten artık öfkeleniyoruz. Siyasi erkin bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük şiddeti yerleştirmek… Yukarıdaki insanlar bağırır, kavga ederse, aşağıdaki erkek karısını öldürür. Dolayısıyla önce siyaseti değiştirmek gerekiyor. Biz şu andan itibaren kapı kapı dolaşıp kadınları bilinçlendireceğiz. Hangi parti kadın şiddetini önleyebilecekse, kadın zihniyetini egemen kılabilecekse o partiye destek verelim. Lütfen artık parti ayırımı yapmayın. Önemli olan kadınlardır, kadınların yaşamasıdır. Biz bu partilere muhtaç değiliz, yeri geldiğinde yeni parti kurulur. Bir insan bir dünya demektir” dedi.(HABER MERKEZİ)