YAZARLARLA RÖPORTAJ / HAKAN BİROL SORUYOR
KIYMETLİ YAZARLARIMIZ CEVAPLIYOR
www.hakanbirol.com
Merhaba değerli okuyucularımız. Her hafta bir yazarla röportaj köşemizde bu hafta “Aşka Özür Diletmem” kitabıyla tanıdığımız “Dilek GÖRMEZ” var.
Merhabalar Dilek Hanım, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kendiniz ve ilgi alanlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
1976 yılında Ağrı Patnos’ta dünyaya geldim. İstanbul Üniversitesinde lisans eğitimimi tamamladım. Uzun zamandır ticaret ve sanayicilik yapan iş kadınıyım. Bir kızım var. Tüylü bir torunum var J Yazmak ve resim yapmak ilgi alanım demekten daha ötesi benim için. Kendimi rehabilite ettiğim iki uğraş. Resim konusundaki çalışmalarımı sergilemek için zamanım var daha. Tahmin edeceğiniz üzere yoğun bir iş hayatım var. Kalan zamanda sevdiklerimle zaman geçirmeyi tercih ediyorum.
“Aşka Özür Diletmem” kitabınızdan bahsedecek olursak eserinizde okuyucularımızı neler bekliyor?
Aşka Özür Diletmem; bir aşk romanı gibi görünse de içinde kadın ve erkek olmanın tüm halleri, aile ve çocuk arasındaki ilişkiler, yaşamın anlamı, ölümle yaşam arasındaki ince çizgi mevcut. Bir yolculukla başlayan romanımda İstanbul ve Eskişehir’i de yaşıyor okur. Mutluluk, hüzün, ayrılık, ihanet, yüzleşme gibi insana dair pek çok duygu var romanımda.
Roman yazmanın en zor kısımlarından biri de olay örgüsünü oluşturabilmektir. Eserinizdeki olaylar yaşanmış bir yere mi dayanıyor yoksa kurgu mu?
Hayatta kurgu da romanda iç içedir. Bire bir kendi yaşamımızın olması gerekmez. Bazen çevrenizde yaşananlar bazen gördükleriniz, duyduklarınız etkiler yazmak için. Kurgu yaşamın bir anlatısı değil midir? Kalemi elime aldığım zaman, belki de bilgisayar başına geçtiğim zaman demeliydim, başlarım ve sonu nereye gidecek bildiğimi söyleyemem. Elbet bir planım vardır yazmaya başlarken ama karakterler kendileri konuşurlar bana. Sonu ya da gelişimi başlangıçtaki gibi olmayabilir. Yazmayı mucizevi bulma nedenlerimden biri de bu. Hikâyenin içinde hikâye çıkıyor karşıma. Sorunuza yanıt verebildiğimi umuyorum.
Yazmanın sizdeki tarifi nedir? Bize bunu biraz anlatır mısınız?
Yüreğimden kopup gelen sözcüklerin bağımsızlığını ilan etmesi, demek. Okurlara tesirini görünce mutlu olmam, demek. Zaman zaman mesajlar alıyorum. Gözyaşlarıyla okuyanlar, kendi ailesinde yaşadıklarını bulanlar, sanki beni anlatıyorsun, diyenler… İşte bunlar benim yazmamın sebebi. Kadın erkek, genç yaşlı hiç fark etmiyor; insanların kalbine hatta belki yaralarına dokunuyorum. Hepimizin iyi günü de kötü günü de oluyor. Ben yazarak paylaşmayı çok önemsiyorum. İnsanların da duygularını benim sözcüklerimle yaşamasını, paylaşmasını hayatımın en önemli yerine koyuyorum.
En çok hangi tür kitapları okuyorsunuz ve hangi yazarları takip ediyorsunuz?
Roman ağırlıklı okuyorum. Klasiklerin dışında çağdaş yazarları okumaya özen gösteriyorum. Dillerine, kurgularına, anlattıklarına bakıyorum. Yazarlığımı geliştirmek için değil ruhumu ve aklımı beslemek için okuyorum. Takip ettiğim yazarlar bende saklı kalsınJ
Yazmak başlı başına cesaret isteyen bir iştir. Yazmak isteyen ama nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için önerileriniz var mı?
Aşka Özür Diletmem, benim ikinci romanım. Yazmak hatta yazdıklarını kitap olarak görmek delilik işi. Cesaret istediği konusunda haklısınız. Ama size cesaret verenlerle çalışmanız ise oldukça mühim. Acımasızca eleştirecek, gerçekleri söylemekten kaçmayacak cesur bir editörünüz olması şart. Benim editörüm Ayla Duru Karadağ. İşinin en iyilerinden. Onunla uyumlu bir birlikteliğimiz var.
Ben çantasında d
efteri, kalemi eksik olmayan biriyim. Ve elbette kitabı da. Okumadan yazar olunmaz. Bu birinci kural kanımca. Bazen yolda bazen bir yemekte bazen de bir şey izlerken aklınıza gelir sözcükler. O an üşenmeden almalısınız notunuzu. Sonra masa başına geçtiğinizde kendinizi özgür hissetmeli ve içinizden gelenleri yazıya dökmekten korkmamalısınız. Son olarak, disiplinli çalışmak gerekli. Yazmak, gelişigüzel yapılacak bir iş değil. Hayatınızın olmazsa olmazı değilse işiniz zor.
Ülkemizdeki okuma oranları hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Gözlemleriniz doğrultusunda genç nesle bakış açınızı özetleyebilir misiniz?
Okuma oranlarımızın düşük olduğu konusunda pek çok veri var. Bu elbette üzücü. Dijital hayat hepimizin başında bir tür bela. İzlemek, okumaktan hem daha kolay hem daha zevkli geliyor. Ama kitap okumanın insanı dönüştüren ve değiştiren halini yaşadığınızda vazgeçmeniz pek de mümkün olmaz. Yeni nesil zeki, yaratıcı, hızlı ve tuttuğunu koparacak güvene sahip. Onların okuma konusunda yakalanması için de biz yazarlara iş düşüyor. Biz de onlara uyumlanmalı ve çağın edebiyatını yaratmalıyız.
Değerli Dilek Hanım, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yeni eserlerinizi de okuyabilmek dileğiyle…