ÇOBAN BEKAR MEMED’in Anıları
1965’li yıllarda Finike’nin İncirağacı köyünde Çoban Memed adında bir genç yaşardı. Çoban Memed gençlik yıllarında bir kıza sırılsıklam aşık olur. Öyle bir sevdalanmış ki gözleri bu kızdan başka hiçbir şeyi görmez olmuş.
Bir gün Çoban Memed, kızı ailesinden istetmiş. Kızın alilesi ‘’hiç çobana kız verilir mi’’ diyerek kızı çoban Memed’e vermedikleri gibi kız istemeye gelenleri de iyi karşılamazlar. Gece gündüz hayalini süsleyen bu kız ile evlenemeyen Çoban Memed için ilerleyen zamanda köylüleri, ‘Çoban Bekar Memed’ lakabını takarlar. Çoban Bekar Memed, çoban olduğu için hiç okuyamamış, ilkokula bile gidememiş. Çoban Bekar Memed’in en büyük hayali, hobisi uçak yapmaktı. Uzay olaylarına kafasına takmış, köylüleri de bu kız meselesinden ötürü ‘kızı alamadığı için kafayı bozdu herhalde’ diyerek kendi aralarında Çoban Bekar Memed hakkında kafa yorarlar. Çoban Bekar Memed bu kafasına taktığı uçak ve uzay merakı nedeniyle, kendi kendine okumayı söker, ve de geliştirir. Önüne gelen köyünden İzmir, Istanbul, Ankara’da üniversitelerde okuyan gençlere merak sardığı uçak ve uzay hakkında kitaplar getirtir. Matematik, Geometri hakkında kendi kendine araştırmalar yaparak geliştirir. Çoban Memed’in en büyük merakı üniversitede okuyan öğrencilerin yanından ayrılmazmış.
Onların tartışmalarına kulak verirmiş; öğrenciler aralarında; ‘’Das Kapital’de şöyle yazıyor. Mao Çin’de devrimi şöyle gerçekleştirdi. Lenin Sovyetlerde büyük dönüşümlere imza attı. Stalin, Stalingrad’da. Faşist Hitler ordularını şöyle bozguna uğrattı. C H P ‘ye gelince de; ‘’işte C H P den bir şey olmaz’’ gibi tartışmaları dinliyordu.
O yıllarda Alpaslan Türkeş, ülkücü gençleri örgütlemek için Anadolu’yu adım adım dolaşmaktaydı. TBMM’inde de, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkan Behice Boran önderliğinde 15 milletvekili ile temsil ediliyordu. Mehmet Ali Aybar ve Çetin Altan’ın meclis konuşmaları büyük yankı uyandırıyordu.
Üniversiteli gençler günün olaylarını değerlendirirken. Çoban Memed de onları can kulağı ile dinliyordu.
O yıl Çoban Bekar Memed’in köyünden T İ P ‘e 15 oy çıkar. Çoban Bekar Memed bu gençlerin yanından hiç ayrılmaz can kulağıyla bu gençlerin aralarındaki Sosyalizm hakkında yazılmış kitapları üst üste yığıp, gençlerin; ‘şöyle olur böyle olur’ diyerek aralarında yaptıkları bu tartışmaları dinlermiş.
Birgün okulunda Matematik ve Geometri dersinden sınıfta kalan bir öğrenci ülke ve dünya sorunlarına kafa yoran bu 68 kuşağı gençlerin yanına gelir. Üniversiteli gençlerden sınıfta kaldığı Matematik ve Geometri dersleri için yardım yapmalarını ister. Üniversiteli gençler, kendilerini can kulağıyla dinleyen Çoban Bekar Memed’i gösterirler. ‘’Mehmet amcaya sor, o sana yardım eder’’ derler. Matematik ve Geometri dersinden sınıfta kalan genç de ‘’bu üniversiteli gençler herhalde beni başından savıyor’’ diye düşünür. Çoban Bekar Memed araya girip liseli gence ‘’gel bakalım’’ der. Liseli gencin bütün Matematik ve Geometri sorularının hesaplarını çözer. Liseli genç hayret eder, ‘’nasıl olur hiç okula gitmeyen bir çoban nasıl olurda bir Lise düzeyinde olan Matematik ve Geometri sorularını çözer?’’ diye merak eder. Lise öğrencisi genç bir gün Çoban Bekar Memed’in evine gider. Çoban Bekar Memed’i bir çulun üzerine uzanmış, sigarasını eline almış bir uçak nasıl uçar bunun Matematik ve Geometri hesaplarını yaparken bulur. Liseli genç, evin içersine girince bir de ne görsün; her taraf kitap, raflar uçak mühendisliğiyle, uzay ile alakalı kitaplarla doludur. Liseli genç, bir insanın merakından ötürü, hiç okula gitmeden kendi kendisini yetiştirmesine tanık olur.
Çoban Bekar Memed birgün ehliyet almaya ihtiyaç duyar. Okula gitmediği için ehliyet alamaz. Bu defa Milli Eğitim Müdürlüğü’ne müracaat eder, imtihan günü okula gider. Öğretmenlerden oluşan imtihan heyetinin sorduğu bütün sorulara Çoban Bekar Memed çatır çatır cevap verir. Öğretmenler hayret eder. Ortaokul sorusu sorarlar, ona da cevap verir. Lise sorusu sorarlar, ona da cevap verir. İmtihan heyeti ‘’sana ilkokul değil; Ortaokul, Lise diploması verelim’’ derler. Bekar Memed gayet mütevazi bir şekilde; ‘’şimdilik bu benim ihtiyacımı görüyor, yeter.’’ diye cevap verir.
Ülkemizin keşfedilemeyip kaybolan nice dehalarından birisi de herhalde Çoban Bekar Memed olsa gerek.
Kaynak kişi: Arif Gönen, Emekli Türkçe – Almanca öğretmeni
nOT: 31 Ağustos tarihinde “Yürüyen Köşk”,isimli yazım yayınlanacaktır
İ L H A N K U R T