ÇINAROĞLU’NDAN 8 KASIM DÜNYA ŞEHİRCİLİK GÜNÜ MESAJI
8 Kasım tarihi, 1977 yılından beri Dünya Şehircilik Günü olarak kutlanıyor ve Türkiye de bu kutlamalara mesleki örgütler ve akademik düzeyde katılıyor.
Fethiye Metropol Şehircilik Planlama LTD. ŞTİ yetkilisi Ercan Çınaroğlu, “TMMOB ve bağlı il odaları ile üniversitelerin şehir plancılığı bölümlerinin ortaklaşa düzenlediği bilimsel bir sorunun veya siyasal, ekonomik sorunların ele alınarak tartışıldığı bilimsel toplantı anlamına gelen kolokyumların öne çıktığı etkinliklerle Dünya Şehircilik Günü kutlanıyor. Şehircilik denilen konu ise artık günümüzde hayati bir öneme sahip. Keza her geçen gün kırdan kente göç devam ediyor, kent dışında bile kent yaşamı hâkim olmaya başlıyor. Diğer yandan nüfus artmaya devam ediyor ve buna bağlı olarak ihtiyaçlar ile ihtiyaçların organizasyonu meselesinin değeri yükseliyor. Tüm bunlara kent insanın bireysel ve toplumsal dönüşümleri de eklendiğinde ortaya çıkan durum, insan yaşamı açısından çok daha kritik hale geliyor.” diyerek şehir planlamasının önemine dikkat çekti
8 Kasım Dünya Şehircilik Gününde bu duruma birtakım istatistiklerle bakarken tüm değerli Fethiye’li hemşerilerin Dünya Şehircilik Günü kutladığını söyleyen Fethiye Metropol Şehircilik Planlama LTD. ŞTİ yetkilisi Ercan Çınaroğlu, “ Saygı değer hemşerilerim, Şehirlerimizin planlanmasında yer seçimlerimizin, zemin yapısının ve planlama kararlarının binaların inşasında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha merkez üssü 450 kilometre uzakta olan depremle hatırladık. Kentlerimizin altyapı-üstyapı sorunları ve çözüm önerilerini de içeren bu günden başlayarak 50-100 yıl sonrası düşünülerek imar planları acilen tekrar gözden geçirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Kentlerimizde vücudumuz gibi canlı bir yapıya sahiptir. Nüfus artışları ve hesapsız göçler kentlerimiz üzerindeki kentsel altyapı ve üstyapı üzerindeki baskıları arttırmakta yollarımız, sularımız, tarım alanlarımız, ormanlarımız, koylarımız, otoparklarımız, okullarımız, hastanelerimizi tüm kamu kullanım alanlarımızı yetersiz hale getirmektedir. Kentlerimiz deki mevcut sorunlar birikmekte ve yeni sorunları da beraberinde getirmekte başka başka sorunlara da yol açmaktadır. Beraberinde çarpık yapılaşma sağlıksız altyapısız konut yığınları karşımıza çıkmaktadır. Bu durum son yüzyılda gelişmekte olan ülkelerin ortak kaderi gibi karşımıza çıkmaktadır. Bu hızlı kentleşme beraberinde sağlıksız kaçak yapı stoklarını doğurmuş, mevcut kentsel kamu yapıları ve sosyal kullanım alanları (parklar, tarım alanları, ormanlar, araç yolları, yaya yolları vb.) üzerindeki baskıyı arttırmıştır. Bu problemler; otopark sorunu, trafik sorunu olarak ilk kendini göstermektedir. Bu durumdan hızlı ve sağlıklı bir şekilde kurtulmanın yolu sağlıklı ve yeterli altyapı (Ulaşım, Su, Kanalizasyon, Elektrik, İnternet vb.) üst yapı (Otopark, Okul, Hastane, Kamu kurum alanları vb.) yeterli donatıları içeren bir bütüncül bir ulaşım master planını içeren bir plan revizyonu ile mümkün kılınabilir. Diğer yandan kentsel rantın dengeli bir şekilde dağıtılması, dengeli gelişmenin de anahtarlarından birini oluşturmaktadır. Bununla birlikte kentlerimizin gelişiminde önemli bir yere sahip olan diğer bir konu ise, yatırımların türü, mülkiyet durumu, yeri ve büyüklüğü önemli bir etkendir. Yapılacak yatırımların amacına uygun kentsel düzeni bozucu değil, kentsel gelişime katkı sağlayan türden ve yerlerde olmasına dikkat edilmelidir. Tüm bunların dışında kentlerimizi yakından ilgilendiren diğer bir önemli konuda doğa olayları (Deprem, Sel, Taşkın, Erozyon, Çığ, Yangın vb.) dır. Tüm doğal riskleri minimize edici bir yaklaşım içerisinde kentlerimizi planlamalı, tedbirleri almalı ve gelişmelerini yönlendirmeliyiz. Tüm bu risklere karşı eğer yeterli ve gerekli tedbirleri almaz isek kentlerimizde ani kentsel krizleri de (deprem, erozyon vs.) beraberinde getirmektedir. Günümüzde kriz denildiğinde geçici ve aşılması gereken durumlar değil, kalıcı ve aşılamayan durumlar aklımıza gelmeye başlamasının nedeni gerekli tedbirleri zamanında almamamızdan kaynaklanmaktadır. Güzel Fethiye’miz’ de ani bir krizle (deprem, sel vb.) karşılaşmamak için bu günden gerekli tedbirleri biran önce almalıyız.” Dedi. (HABER MERKEZİ)