YAZARLARLA RÖPORTAJ / HAKAN BİROL SORUYOR
KIYMETLİ YAZARLARIMIZ CEVAPLIYOR
www.hakanbirol.com
Merhaba değerli okuyucularımız. Her hafta bir yazarla röportaj köşemizde bu hafta “Yeni Nesil Ebeveyn Olabilme Sanatı” kitabıyla tanıdığımız “Uzm. Psk. Dan. Yusuf Eraslan” var.
Merhabalar Yusuf Bey, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kendiniz ve ilgi alanlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Merhaba Hakan Bey, röportaj için ben teşekkür ederim. PDR Lisans, Gelişim Psikolojisi Yüksek Lisans bölümlerinin yanı sıra Kariyer Geliştirme Danışmanlığı ve Aile Danışmanlığı bölümlerini bitirerek gerekli Diploma ve Sertifikaları aldım. Ayrıca, Self-Hipnoz (Oto-Telkin), Yoga (Acharya Hiranmayananda Avadhuta), Meditasyon-Gevşeme ve Nefes Kullanım Teknikleri, Toplam Kalite Yönetimi, Danışmanlık Becerileri gibi konularda eğitimler alarak, aile ve öğrencilerinin başarısı için gereken tüm edinimlere ulaşmayı ilke edinmeye çalıştım. Bunların yanı sıra Ergen ve Öğrenci Danışmanlığı, Aile Danışmanlığı, Kariyer ve Meslek Danışmanlığı, Tercih ve Sınav Danışmanlığı, Öğrenci Koçluğu, Ders Başarısı, Motivasyon çalışmaları, Hızlı Okuma (Etkili okuma,Algılama) eğitimi, Yaşam Boyu Gelişim eğitimleri, Self-Hipnoz (Oto-Telkin) seansları, Veli, Öğretmen ve Öğrenci eğitimleri vermekteyim.
“Yeni Nesil Ebeveyn Olabilme Sanatı” kitabınızdan bahsedecek olursak eserinizde okuyucularımızı neler bekliyor?
Kitabımda öncelikle sağlıklı ebeveyn olabilmek için bilinmesi gereken kuşak farkları konusuna değinmeye çalıştım, daha sonra evlenmeyi düşünen kişiler için aile yaşam döngüsü ve evlilik öncesi doğru eş seçimi hakkında yapılması gerekenlerle ilgili bilgi vermeye çalıştım. Devamında evli kişiler için olmazsa olmaz olan eş uyumu, hiper ebeveynlik, bağlanma, aile içi doğru iletişim, aile içerisinde yaşanan sorunların çocuklar üzerindeki etkileri, disiplin sağlama, akran zorbalığı, davranış bozuklukları, sınav kaygısı ve yine zamanımızın sorunlarından bir tanesi olan teknolojik alet kullanımı konularına olabildiğince yalın bir dille değinmeye çalıştım.
Yeni neslin teknolojiye çok bağımlı olduğu konusundaki şikayetler üzerine ne söylemek istersiniz?
Özellikle Z kuşağı ve Alfa Kuşağındaki kişiler bu dönemin insanları oldukları için yeni neslin teknolojiyle vakit geçirmesi aslında normal bir durum. Buradaki sorun teknolojik aletleri doğru kullanmakla ilgili. Eğer bizler çocuklarımıza onların ilgi alanlarına ve yaş özelliklerine göre bir ortam hazırlamazsak ve ebeveynler olarak televizyon seyredip telefonla vakit geçirirsek, çocuk biraz oyalansın diye neredeyse bebeklik dönemlerinden itibaren tablet vererek dikkatini seyrettiği çizgi filme vermesini sağlıyorsak şikayet etmememiz gerekir. Çünkü bu teknolojik aletler eğer çocuk oyun oynuyorsa oyunun başında kolay level, can verme, altın verme gibi kısa sürede ödüller verir. Bu durum çocuğa haz verir, oyunu pekiştirerek daha çok oyun oynama isteğine sebep olur. Zamanla bu haz alışkanlık haline gelir, normal haz yetmez, daha fazla haz için daha çok oyun oynama isteği oluşuyor. Bu durumda çocuklarımızla ilgi alanlarına yönelik daha kaliteli zaman geçirme ve başaramadıkları değil başardıkları konular hakkında konuşmalı ve desteklemeli, kısaca bu haz duygusunu mümkün olduğunca teknolojiden uzakta tatmalarını sağlamamız gerekir.
Teknolojiyle sürekli gelişen ve değişen bir dünya ile karşı karşıyayız. Bu durumda gençlerin seçebileceği meslekler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Son dönemlerde yazılım ve bilgisayar mühendisliklerinin çok revaçta olduğunu düşünüyorum. Bu mesleklerin yanı sıra bir çok kaynakta Veri Bilimcisi, Alternatif Enerji Danışmanı ve Teknisyeni, Yapay Zekâ ve Robotik Mühendisi, 3D Üretim Mühendisi, Kullanıcı Deneyimi (UX) ve İnsan-Bilgisayar Etkileşimi (HCI) Tasarımcısı, Dijital Dedektif, Tıbbi Danışmanlar ve Çöp Mühendisli geleceğin meslekleri arasında gösterilmekte.
Yeni nesil ebeveyn olabilmek için ailelerin üzerine düşen temel görevler nelerdir?
Çocuk yetiştirmede çekirdek ailenin önemi yadsınamaz. Her şeyden önce ebeveynlerin kendi büyüdükleri şekilde çocuklarını büyütmeye çalışmamaları gerekir. Aile kurmak için iki kişiyi yan yana getiren en büyük etken sevgidir, bu etkiye zamanla saygı da katılınca ideale yakın bir durum oluşur. Güven kavramı da bu ideal durumu tamamlayan diğer bir etkendir. Unutulmaması gereken diğer bir konuda yaşadığımız yere “ev”, huzur bulduğumuz yere ise “yuva” denir. Bu nedenle huzurlu bir yuva için doğru iletişim kurmak, eşler arasındaki uyum ve doğru ebeveyn tutumlarına da sahip olmak çok önemlidir. Ayrıca Çekirdek ailenin bir arada olması da önemlidir. Birlikte olmak, birlikte vakit geçirmek çocuk eğitiminin önemli bir parçasıdır. Sağlıklı çocuk yetiştirmek için aile içi sevgi, saygı ve huzur ortamı kadar çocukla doğru şekilde ilgilenmek de önemlidir.
En çok hangi tür kitapları okuyorsunuz ve hangi yazarları takip ediyorsunuz?
İşim gereği daha çok alanımla ilgili olan Üstün Dökmen, Doğan Cüceloğlu, Özgür Bolat, Sinan Canan, İrvin D. Yalom, S. Freud vs. gibi yazarların kitaplarını okumaya çalışıyorum, fakat zaman zaman Zülfü Livaneli, Sebahattin Ali, Stefan Zweig gibi yazarların kitaplarını okumaktan da büyük keyif alıyorum.
Yazmak başlı başına cesaret isteyen bir iştir. Yazmak isteyen ama nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için önerileriniz var mı?
Yazmak bana göre kişiye özgü bir durum, kimi yazar önce kurgular sonra yazar, bazı yazarlar önce küçük notlar alır, eklemeler ve çıkarmalar yapar, son aşamada ise kitabın son halini verir. Kısaca bir yerden başlayarak, pes etmeden her kes kendi yöntemini bulmalı.
Ülkemizdeki okuma oranları hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Gözlemleriniz doğrultusunda genç nesle bakış açınızı özetleyebilir misiniz?
Her yaş ve meslek gruplarına verdiğim Hızlı Okuma (Etkili ve Anlayarak Okuma) eğitimlerinde, toplu taşıma araçlarında, restaurant ve cafelerde gördüğüm kadarıyla bile yorumlamak gerekirse ülkemizde kitap vs. okuma oranları maalesef yeterli seviyede değil. Genç nesil hangi meslekle uğraşmak isterse istesin yeniçağın özelliğinden dolayı hemen her konuda kendini geliştirebilmesi gerekir. Bu nedenle bol araştırma yapması, doğal olarak da okuması gerekir. Yaş ilerledikçe sorumluluklar arttığı için kısa süreli haz veren alışkanlıklardan uzun süreli fayda verecek olan alışkanlıklara yönelmeleri çok önemli. Okuma alışkanlığı kazanmak için önce daha çok sevdikleri konulardan başlayabilir, okuma sürelerini daha kısa tutarak zamanla daha uzun okumaya geçebilirler.
Değerli Yusuf Bey, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yeni eserlerinizi de okuyabilmek dileğiyle…
Davetiniz ve röportaj için ben teşekkür ederim.