YAZARLARLA RÖPORTAJ / HAKAN BİROL SORUYOR
KIYMETLİ YAZARLARIMIZ CEVAPLIYOR
www.hakanbirol.com
Merhaba değerli okuyucularımız. Her hafta bir yazarla röportaj köşemizde bu hafta “21. Yüzyılın Bütünsel Denge Sistemi Wisefullness” kitabıyla tanıdığımız ” Pınar Işık Yaylacı” var.
Merhabalar Pınar Hanım, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kendiniz ve ilgi alanlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Merhaba Hakan Bey, röportaj davetiniz için teşekkür ederim.
1982 yılında Berlin’de doğdum. Süper Liseden sonra Finans ve Ekonomi Meslek Okulunda İşletme Ekonomisi ve Yönetimi okudum. Ardından Ekonomi ve Ticaret Yüksek Okulunda 1 yıllık Ekonomi ve İktisat bölümünü okudum. 2007 yılında Berlin Teknik ve Ekonomi Yüksek Okulunda Facility Management (BSc.) bölümünden mezun oldum ve aynı yıl hayatıma yeni bir yön vererek İstanbul’a yerleştim.
Önce birkaç yıl Medikal sektöründe Türkiye Satış ve Pazarlama Yöneticisi olarak çalıştım, sonra sektörü ve işimi değiştirerek 2012’de kariyerime SAP Danışmanı olarak devam ettim. Yeniden kariyer değişikliğine girdim ve 2016 yılında profesyonel Koç olarak yoluma devam etmeye karar verdim. Öğrencilik yıllarımdan beri staj yaptığım şirketlerde dahi, her zaman ‘optimizasyon’’ iyileştirme projeleri başlatırdım ve yönetime önerilerimi sunardım. Yine aynısını yaptım ve önce SAP süreçlerinde iyileştirme konseptleri geliştirmeye başladım, daha sonra yönetime İç Koçluk Modeli ve bunun yanı sıra çeviklik ve insan odaklı, bütünsel yaklaşım ve açık iletişim yöntemleri de sundum ancak hayata geçirmek için o dönem olgun değildi. Mercedes-Benz Türkiye’de bir dönüm noktasına geldiğimde, 2017’de Daimler, globalde bir çevik dönüşüm projesi başlattı ve çalıştığım bölüm bana Çevik Dönüşüm Koçu ve İş Danışmanı pozisyonlarını teklif etti. İki yıla yakın bir süre bu pozisyonda görev aldım. 2019’da ACM Agile bünyesinde bir yıl boyunca Garanti BBVA Teftiş Kurulunun Çevik Koçlarına ve Bankanın farklı bölümlerinden sorumlu Koçlarına Çevik Dönüşüm Danışmanlığı ve Koçluğu yaptım. Bu süreçte çalışmalarıma Wisefullness Bütünsel Denge Sisteminin® bazı elementlerini de dahil etmeye başladım. Kısa süre içinde ve bağımsız bir şekilde, gelişmiş iç görü, bütünsel bakış açısı ve güçlenmiş koçluk becerileriyle süreçleri daha etkili bir şekilde devam etmelerine katkısı olmuştur.
2017 ile 2020 yılları arasında üstlendiğim rollerin bana kazandırdığı deneyimler ve çıkarımlar sonucu, 2020’de Multidisipliner ve Bütünsel Metotları Kadim Evrensel Öğretiler ile harmanlayarak bireyleri ve kurumları daha yüksek bir bilinç seviyesine ve bütünsel dengeye çekmeyi, kadim bilgileri, akademik çalışmaları ve pratikleri birleştirerek proje yönetimini herkesin yapabileceği basit bir hale getirmeyi, bireylerin ve kurumların ihtiyaç duyduğu tüm soyut konuları ulaşılabilir, anlaşılabilir ve uygulanabilir düzeyde sunmayı amaç edindim. Sistemi ve eğitimi uluslararası sahada yaygınlaştırma çalışmalarını da başlattık. Bunun dışında meditatif bir yaşam sürdürüyorum.
“21. Yüzyılın Bütünsel Denge Sistemi Wisefullness” kitabınızdan bahsedecek olursak eserinizde okuyucularımızı neler bekliyor?
Kitap, kimsenin konuşmadığı gerçekleri ne çok yüzeysel ne de çok derin olmadan birçok farklı açıdan ele alıyor, ezberleri bozuyor, ufukları açıyor, şifalanmak, dengelenmek, bilinçlenmek için bilgiler ve pratikler sunuyor. Amacı; bireylerin, kurumların, eğitim sisteminin küresel ve evrensel değişim ve dönüşüme yüksek bilinç seviyesinden adapte olabilmesi için destekleyen yeni bir bakış açısı, Yaratım ve Proje Geliştirme Sistemi sunmaktadır. Bir yolculuğa çıkararak hangi sistemden geldiğimizi, hangi sistemde ilk değişimi yaşadığımızı, gerçek dönüşümü ve evrensel dönüşüme uyumu Wisefullness Bütünsel Denge Sistemi® ile nasıl erişebileceğimizi okuyabilirsiniz. Yoga, Meditasyon, Nefes, Enerji Dengeleme Çalışmaları ve daha birçok kadim öğretileri Kurumsal Dünyaya ve Proje Geliştirme süreçlerine nasıl sistematik bir şekilde entegre edilebileceğini öğreneceksiniz.
“Ben kimim?
Gerçekten ne istiyorum ve geleceğin belirsizliklerine hazırlıklı mıyım?” Çok güzel bir soru. Wisefullness ile bu soruya nasıl bir cevap bulacağız?
Binlerce yıllık öğretilerin ve bilge insanlarının bize her zaman tavsiye ettiği gibi hayatın gerçek sırrı, kendini bilmek, gözle görünmeyenlerde, içsel gözlerde, titreşimlerde, enerji ve frekanslarda saklıdır. Bilim insanları yüzyıllardır yanlış varsayımlarla ve kısıtlı metotlar ve inançlarla dolu, dogmaya bağlı çalışmaları düzeltmekle meşgul olduklarını biliyorlar ve gizli kalmış kadim öğretileri ve metafizik bilgileri artık çalışmalarına dahil etmektedirler. Böylece dinleri, tıpta hastalıkların kökenini, doğayı, iş dünyasında ve politikada yaşanan ve hiç bitmek bilmeyen çatışmaları ve birçok başka konuları da yepyeni bir bilinç ve perspektiften yorumlayabilmekteler. Geleceğin belirsizliklerine hazırlıklı olmak için kendimizi keşfetmeye cesaret göstermeli ve öz benliği dingin ve bütüncül bir bilince getirmeliyiz. Şimdi ve şu anda olan bir bilinç için bir sonraki an her zaman belirsizdir. Mühim olan korkuların ve kaygıların kök nedeninden arınabilmek… Wisefullness® felsefesi ve kitap, bunların hepsine sansürsüz net bir açıklık getiriyor.
“Wisefullness Bütünsel Denge Sistemi” eğitimini kimler neden almalı? Bu eğitim sonunda kazanımları neler olacak?
4B Formülü, Bilinç, Bolluk, Bilgelik, Bütünlük Eğitim Programı® Temel Seviye ile İleri Seviye olmak üzere birçoğumuzun anlamaya çalıştığı, öğrenmek istediği fakat vakit veya sabır bulamadığı, bütçe ayıramadığı, derinlerine inmek istemediği ama gerekli olduğu kadarını öğrenmek ve hayata adapte etmek istediği, kalıpların dışına çıkmaktan endişe duyduğu birçok konulara ve zihinleri meşgul eden sorulara anlaşılabilir perspektifler, pratikler ve deneyimleme fırsatı sunuyor. Bilgileri teoride bırakmayıp katılımcılar, doğrudan etkili uygulamalarla ve paylaşımlarla birçok gölgelerine ışık tutabilecek, etkili değişim ve dönüşüm süreci için güçlü bilgi, araç ve koçluk desteği alıyorlar. Bireysel ve kurumsal ihtiyaçları, maddi manevi ihtiyaçları birbirinden ayırmaksızın pratikleri ve bilgileri kesiştiği noktada bir bütün olarak ele almasıyla, içsel güçlenme ve dengelenme yaratılmasına olanak sağlıyor. Uzun bir yolcuğa girmek istemeyenler için seminer formatında kısa eğitimler, ayrı olarak verilebilecek Enneagram Sistemi ve Kendine Koçluk, Kapsamlı Çakra Sistemi, Bütünsel Çeviklik ve Bütünsel Liderlik Programları ve Atölyeler de sunuyoruz. Kitabı okuyanların ve Wisefullness eğitimlerine katılanların geri bildirimlerine göre, ilgilerini çeken konuları daha derinden araştırmaya ve daha rahatlamış olarak iş-yaşam ve beden-zihin-duygu-ruh dengesini bulmaya başlamışlardır.
Yazmanın sizdeki tarifi nedir? Bize bunu biraz anlatır mısınız?
Bütünsel yaklaşılmadığı için özünde anlaşılmayan konuları, Wisefullness® felsefesine uygun olarak hayata dönüştürebilecek düzeyde yazıya dökebilmek benim için büyük bir lütuf. Bu sayede uzun süre hasret kalınan uyanışa ve şifa sürecine şahitlik etmek tarif edilemez bir huzur duygusu veriyor. Wisefullness Bütünsel Denge Sisteminin® ve kitabın misyonu aslında geniş bir kitleye hitap etmekten ziyade özellikle X, Y, Z ve Alfa kuşağından olacak geleceğin etkili ve bütünsel liderlerinin bu sistemi uygulamaya alması için tohum atmaktır. Bu nedenle yazmak, yazmak ve yazmak benim için zevkten öte bir misyona dönüşmüştür. Ne demişler söz uçar, yazı kalır. J
En çok hangi tür kitapları okuyorsunuz ve hangi yazarları takip ediyorsunuz?
Metafizik, ezoterik, ruhsal ve tasavvufi konular, parapsikoloji, kişisel gelişim ve bu kategori altında medyum kanal bilgileri ve spiritüel bilgilerin dahil edildiği bilimsel çalışmaları okuyorum. En etkili öğretmenlerim Dünyanın ve Anadolu’nun yüksek vazifelileri olan Atatürk, tanıdığımız Sufiler, Bedri Ruhselman, Gurdijeff, Maurice Nicoll, Ouspensky, Carl Gustav Jung, James Churchward, Drunvalo Melchizedek, J. G. Bennett, Ergun Candan, Gregg Braden ve dahası. Hepsine teşekkürler.
Yazmak başlı başına cesaret isteyen bir iştir. Yazmak isteyen ama nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için önerileriniz var mı?
Ne demiş Mevlâna ‘’Aldığın yara, ışığın sana akacağı yerdir.’’ Herkes, başkalarına ışık olabilecek derin ve etkili bir tecrübe edinmiştir ya da bir konuda derin uzmanlığı vardır. Kurgu dışında bilgi kitapları için önerim, konu başlıklarınızı belirleyin ve içini doldurun. Tabii çok okumadan da yazılmaz ve internette kolaylıkla okuyabileceğimiz konular hakkında yazmanızı önermem. Şuursuzca yazmak yerine sistematik bir yaklaşım ile yazmak çok daha kolaylaştırır. Şuna da değinmekte fayda olabilir. Herkes belirli bir çerçeve dahilinde bir yetenek, bu yeteneğe bağlı bir hayat amacı, misyon ve kendinde geliştirmek üzere olay örüntüleriyle ve görevlerle bu dünyaya doğar. Örneğin, değişmez öz kişilik özelliklerine göre, doğal olarak güçlü olduğumuz yetenekler için cesarete ihtiyaç duymayız. Bu nedenle herkesin yazgısında yazmak yoktur. En önemlisi ‘’Kendimizi Bilmek.’’ Kendinizi kimseyle kıyaslamayın, yazmak kolaylıkla akmıyorsa ve heyecanlandırmıyorsa, belki özünüzde kodlu olan başka bir yetenekle parlayacaksınız. Kendinizi keşfedin.
Ülkemizdeki okuma oranları hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Gözlemleriniz doğrultusunda genç nesle bakış açınızı özetleyebilir misiniz?
Türkiye’de her yıl 1 milyon 200 bin çocuk dünyaya geliyor ve okul öncesi bir eğitim sistemi mevcut değildir. Bu çocuklardan yalnızca 200.000’inin evinde kitap bulunmaktadır. 2011 yılında TIMSS’in 5 binden fazla kütüphane olup olmadığına dair araştırmasında Türkiye’de 4. sınıf öğrencilerin okullarında bu oran %1 çıkmıştır. Bu oran Güney Kore’de %92 ve Dünya ortalaması %32’dir. Türkiye’de okuma oranının düşük olmasının en büyük sebebi, toplum genelinin ölüm kalım, yaşamsal tehdit ve düşük refah düzeyinden henüz çıkamamış olmasıdır. Ekonomik krizlerden bağımsız olarak bu bilinç düzeyinde yaşayan bir insan, eğitimi, kişisel gelişimi, okuma ve toplumsal duyarlılığı önemseyebilecek bir bilinç düzeyinde değildir. Bu durumu değiştirebilecek yetkili kişiler de süreci, belirli stratejileri izleyerek, aynı durumda ve materialist düzene bağımlı olarak kısır döngü içinde yürütmektedir.
Kitabımızın 6. Bölümünde kapsamlı bir şekilde ‘’Wisefullness Bütünsel Denge Sistemi için 10 Neden’’ sunuyorum. Orada da önemli önerilerimden biri -Kitap okumalı mesai saatleri- oldu. Kurumlar kitap okumayı çalışma prensiplerine dahil edebilirler. İş yerlerinde performans ve maaş değerlendirmesi kitap okuma üzerinden yapılabilir ve/veya haftalık çalışma süresinin yaklaşık %2’si alan yaratılarak okumaya ayrılabilir. Okumanın, hem bireysel hem toplumsal gelişim, dönüşüm ve aydınlanma için önemi göz ardı edilemez.
Değerli Pınar Hanım, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yeni eserlerinizi de okuyabilmek dileğiyle…
Hakan hocam değerli çalışmalarınız, ilginiz, koşulsuz ve zarif davetiniz için tekrar teşekkür ederim. Koşulsuz bir şekilde insanlara ışık tutmak için emek verenlerle bir arada olmak ve yol almak huzuruma huzur katıyor. Işık ve Sevgiyle kalın.