YAZARLARLA RÖPORTAJ / HAKAN BİROL SORUYOR
KIYMETLİ YAZARLARIMIZ CEVAPLIYOR
www.hakanbirol.com
Merhaba değerli okuyucularımız. Her hafta bir yazarla röportaj köşemizde bu hafta şiirleriyle tanıdığımız “Rabia YILMAZKAYA” var.
Merhabalar Rabia Hanım, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kendiniz ve ilgi alanlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Merhaba, öncelikle kendimi tanıtmak istiyorum. 1998 yılında İstanbul’ da doğdum.
İlk-orta-lise eğitimimi İstanbul’ da tamamladıktan sonra İzmir Ege Üniversitesinde öğrenim hayatıma devam ettim.
Özel bir kozmetik firmasının AR-GE departmanında bir süre görev aldım. Şu an aynı firmada Ürün Teknik Yönetim departmanında çalışma hayatıma devam etmekteyim.
KIRIK SİYAH adlı şiir kitabının yazarıyım.
Faklı türlerden eserler okumayı tercih ediyorum. Şiir yazmanın yanı sıra kişisel gelişim üzerine de yazılarım mevcut.
Meraklı bir yapıya sahibim ve öğrenmeye açığım. Araştırmayı, keşfetmeyi ve en önemlisi
Kendimle vakit geçirmeyi çok seviyorum.
Hatırladığınız ilk şiir anınız nedir?
2012 yılında henüz ortaokuldayken il bazında düzenlenen Çocuk Hakları Şiir ve Kompozisyon yarışmasına katıldım. Bu yarışma sayesinde edebiyata yönelimim gerçekleşmiş oldu. Kompozisyon dalında il birinciliği şiir dalında ise il üçüncülüğü elde ettim.
Sonralarda Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak düzenlenen yarışmalara katılım gerçekleştirdim. Derece ile döndüğüm her yarışmanın sonunda artık bir şiir kitabımın olmasını hedefliyordum. Bu hedefimden hiçbir zaman vazgeçmedim. Şu an da ikinci kitabımın üzerinde çalışmaktayım.
Şiire olan merakınız ne zaman başladı? İlk şiirinizi ne zaman yazdınız ve kimin etkisi oldu?
Şiire ve edebiyata olan ilgim ortaokul yıllarında başladı.
Zaman zaman ilkokul da yazmış olduğum akrostişler küçükte olsa yazılarım vardı. Sürekli olarak not tutardım. Bazen tek bir kelimeyi not ederdim bazen de bir cümle uzun bir paragrafa dönüşürdü.
Ortaokulda düzenlenen bu yarışmalara katılımım sayesinde kendimi biraz daha tanıdım ve keşfettim. Sürekli olarak yazmaya karşı bir istek ve merak uyandı. Türkçe dersleri daha çok dikkatimi çekmeye başladı. Her ne kadar sayısal dersleri daha çok sevsem de edebiyata olan ilgim gün geçtikçe artarak devam etti.
Yazmış olduğum şiirler 2012 yılından bu yana okul dergilerinde, güncel sanat kültür-edebiyat dergisinde ve şiir antolojisinde yayımlandı.
İlk yazma deneyimlerinize döndüğünüzde, şiirin sizin üzerinizdeki çekim gücünü nasıl tanımlıyorsunuz? Şiir durduk yere yazılmaz diye bildik hep.
Şiirlerinizi günün hangi zamanları ve hangi tür ortamlarda yazarsınız?
Yazmak için herhangi bir ortama, zamana ihtiyaç duymuyorum. Günün her saati yazabiliyorum. Bir anda yazmaya karşı bir istek bir ihtiyaç beliriyor.
Bana göre insanın bazen yalnız kalıp, konuşmak istemeği zamanlarda yazması, kendisiyle konuşması, kendini tanıması gerekiyor.
En azından biraz da olsa kendisiyle vakit geçirmesi de bir ihtiyaç çoğu zaman.
Şiirlerinizde size rehberlik eden ve/veya ilham veren kişi ya da topluluklar var mı?
Yazmaya başladığım zamanlar çevremde çok fazla insan kalabalığı olmasına rağmen bir şekilde yalnız hissettiriliyordum. Bana sunulmuş olan yeteneği fark etmem bir anda oldu. Bir yarışma afişi gördüm ve ben de katılmalıyım diyerek destekledim kendimi. Neden bir şiir de ben yazmıyorum dedim ilk heyecanımı yarışma sonuçları açıklandığı an yaşamıştım, unutulmayacak bir andı benim için ve çok özel hissettim. Derecelerimi alıp kürsüden indiğimde herkes tarafından kabul görüyor olmak ve bir anda hiç beklemediğiniz bir kalabalıkla karşılaşmak önemli bir andı benim için. Sıradan olmaktan arınmış ve artık konuşma sırası bana gelmişti. O an anladım ki o alkışlar için ve herkes tarafından kabul görmek için benimle var olan bu yeteneğe sahip çıkmalıyım ve onu kendimle birlikte büyütüp geliştirmeliyim. Sürekli okuyarak, merak gidererek ve araştırarak günden güne yazmaya devam ettim. Henüz çocukken benim için büyük bir hayal olan yazarlığa ulaştım. Hobi olarak yazmanın yanı sıra kendime meslek edindim. Üzerine sürekli olarak yeni bilgiler, deneyimler ekleyerek ilerlemekteyim.
Annem, her zaman her konuda en büyük destekçimdi. Her derece sahibi olduğumda büyük bir heyecan ve mutlulukla beni karşılaması, onun gözlerinden okunan gurur her zorluğa bedeldi. Kısacası bana ilham veren ve rehberlik eden tek bir kişi vardı.
Edebiyat türleri arasında şiirin yeri konusunda siz ne düşünüyorsunuz?
Şiir, tanımı zor bir edebiyat türüdür. Şiir türü bana göre başlı başına duygu bütünlüğünden oluşmaktadır. Şiirdeki duygunun okuyucuya geçmesi için okuyucunun da duygu durumunun ve ruh halinin şiirle bütünleşmesi gerekir. Şiir sade bir dille de yazılabilir. Diğer edebiyat türlerinde bu durumun farklı olduğunu düşünüyorum.
Kendi yazdığınız şiirler arasında en sevdiğim şiirim diyebileceğiniz bir şiiriniz var mı?
Tüm şiirlerimi büyük bir keyifle ve özenle yazıyorum. Ama İstanbul’a olan hayranlığım ve Aşk’ı anlatan bir şiirim var ki onu ayrı bir seviyorum. ‘ŞEHİR ÇIKMAZI’
İstanbul’a sor beni
Ayın on dördü
Saçlarımda ürkek pazar sessizliği
Ve dünden kalan aşk, omuzlarımda
Zamanın bizi ertelediği vakitteyim
İstanbul’dan dinle geceyi
Bu şehirde her şey yerli yerinde
Galata’da bıraktığın son duble
Suskun ve yarım
İstanbul’a sor beni
Alışık olmadığım vedalar ve ben
Başıboş ve sahipsiz sokakların ezberimde
Duvarlarım tozlu ve asılı bir şehir
İstanbul’dan dinle geceyi
Bu şehirde her şey yerli yerinde
Beyoğlu ve çeyrek saatler
Akşamdan kalma kadehler ve sen
Son sözler son beyaz
İstanbul’dan dinle geceyi
Geceden gizlenerek …
İstanbul’a sor beni
Başucu aşkları ve tenha vücutlar
Yarım kalır aşk
Sen kalırsın gece de
Nasıl bir yazma pratiğiniz var? “Masamda otururum”, “mutlaka yanımda defter taşırım”, “gelişine yazarım” gibi ritüellerin var mı?
Bana göre yazmanın bir sınırı olmadığı gibi nerde, ne zaman, kiminle, nasıl yazıldığının da pek bir anlamı yok. Bir anda hiç beklemediğim bir zaman diliminde de yazabiliyorum. Defter ve kaleme o an için ulaşmam imkânsız olsa bile gelen kelime ve cümleleri hapsediyorum sürekli tekrarlayarak üzerine eklemeler yapıyorum. Böylelikle unutmamış oluyorum.
Örnek veriyorum bugün bir şiir yazmalıyım diye kendime bir şart koyduğumda yazamıyorum. Ya da bu şiir bugün tamamlanmalı dediğimde daha da imkânsız hal alıyor o yüzden akışına bırakıyorum. Çoğu zaman yazmış olduğum şiirleri başlıksız bırakıp tekrar üzerine yoğunlaştığımda o şiire bir isim bulabiliyorum.
Değerli Rabia Hanım, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yeni eserlerinizi de okuyabilmek dileğiyle…
Ben teşekkür ederim röportaj teklifiniz için. Benim için çok güzel bir deneyimdi.
Tüm okuyuculara keyifli okumalar diliyorum. Yeni kitap ve ilk gün ki heyecanla tekrar görüşmek dileğiyle.
Şiirle kalın …
Sevgilerimle