SAVAŞ VE SUİKASTE DAİR ANILAR
Komşu ülkelerle paylaştığımız coğrafyada ve kendi topraklarımızda üç-beş sene öncesine kadar aklımıza gelemeyecek bir şiddet sarmalı, insanları, kadim kültürleri yerle bir ediyor, vicdan duygularını çökertiyor.
Beşinci kol faaaliyetlerinin, binbir istihbarat oyunlarının sahnelendiği bu günlerde, Ortadoğu yeniden şekillendirilmeye çalışılırken, dört yıl önce gezdiğim Beyaz Rusya’nın merkezi Minsk’te yaşadığım iki olayı aktarayım istedim; halkların başlarına belaların nasıl sarıldığını gösterebilmek adına.
” Oktyabrskaya Meydanına kadar yürüyor, sonra Svislach Nehrine doğru, yine aynı cadde boyunca ilerliyorum. Hava, aniden ısındı. Nehir, her ne kadar bir büyük havuza benzese de, debisinin düşüklüğü yüzünden, nefes almak, serinlemek için güzel bir alan. Janki Kupaly Parkı’nın, temiz, bol banklı ve iri ağaçlarının neredeyse, ürperten gölgesinde dinleniyor ve banklarda oturan, kitap okuyan Belarus’ luları seyrediyorum bir müddet. Sonra, nehrin kenarına iniyorum.
Gençler, deniz bisikletleri ile dolaşıyor, çaktırmadan da sevişiyorlar. Janki Kupaly Parkı içinden nehir boyunca yürüyüp, karşı tarafa geçiyorum sonra. Öncelikle, J.F.Kennedy’i öldüren Lee Harvey Oswald’ın, bir müddet yaşadığı evi görmek istiyorum. Bu kısmı biraz detaylı anlatacağım. Dünya tarihinde, eşine az rastlanan suikasta ait olduğu için.
Haritada, Kamyunistycnaya sokak 4 numaradaki evi bulmam zor olmuyor. Sessiz sakin bir sokakta, tipik bir Sovyet apartmanı burası. Lee Harvey, 1959 yılına kadar, Amerikan Ordusunda, deniz piyadesi olarak görev yapar. Sonra, ayrılarak, enteresan bir şekilde Minsk’e yerleşir, evlenir ve çocuk sahibi olur. Enteresan; çünkü, bu yıllar Amerika ile Sovyetler Birliği arasında soğuk savaşın kıyasıya sürdüğü yıllardır. Pentagon’da Rusça öğrenen Oswald, muhtemelen Amerikan ajanı olarak yetiştirilmişti. Ne olduysa, Belarus’ta oldu. 1962’de Amerika’ya döner Pentagon’da işe başlar, bir yıl sonra KGB ajanı olduğu için işten atılır. Aynı yılın sonlarına doğru da, Amerika Başkanı J.F.Kennedy’i üç el ateş ederek öldürür. Kurşunların ikisi, sırtına ve başına isabet eder başkanın.
Ne var ki; otopside, sekiz yara izi bulunur cesedinde. Olaydan iki gün sonra, Marilyn Monroe’nin sevgilisi Jack Ruby tarafından öldürülür. Cinayeti gören kırk yedi kişinin tamamı trafik kazaları ve kalp krizleri sonucunda ölmüş. Sonunda, Yahudi lobisinin ağırlığı olduğu iddia edilen bir komisyon, cinayetin tek kişi tarafından işlendiğini ve organize olmadığını açıklamış.
Şimdi, Lee Harvey Oswald’ın, Kamyunistycnaya sokak 4 numaradaki evi, en çok rağbet gören kiralık daireler arasında. İşte, böylesine ilginç olayların faili olan birinin, işin düğüm noktası olabilecek yılları geçirdiği evi merak etmemin nedeni bu idi. ”
Soğuk Savaş yıllarının dev ülkesi ABD Başkanı’nın öldürülmesi bu şekilde kapatıldı, unutturuldu.
” Daha sonra, Svislach nehrinin kıyısında dizili evlerin bulunduğu eski şehir karşısındaki Cesaret ve Hüzün Adasına geliyorum. Buraya, Gözyaşları Adası da deniliyormuş. Sovyetler Birliğinin çok anlamsız bir şekilde Afganistanı işgale yeltenmesi ile başlayan savaş, on yıl sürmüş ve Kızıl Ordu, sonunda çekilmek zorunda kalmıştı.
Afgan Ordusundan 55000, Kızıl Ordu’dan 115000, Batı dünyasının ve Arap ülkelerinin desteklediği Mücahidler’den 250000 kişi savaşa katıldı. Çılgınca süren savaş sonunda, Kızıl Ordu 15000, Mücahidler 75000 kayıp verdiler. İşte, Kızıl Ordu saflarında ölen, Belarus’lular için, yapılmış Gözyaşları Adası. Küçük bir köprü ile geçilen küçük bir ada.
Yemyeşil çimlerle kaplı adanın ortasında, gözü yaşlı analar, sevgililerin, kayıp yakınları için hüzünlü yüzleri, çok anlamlı ve güzel işlenmiş taşların üzerine. Kubbenin altında, kapalı mekanda, , duvarda kandiller yanıyor, kapanmamış yaraların anısına. Ölenler, gencecik çocuklar, ciğerleri dağlanan anneler, arka planda siyaset, çirkin menfaatler, yıllar süren savaş, yıkımlar, bizlere ne kadar tanıdık. ”
Günümüzde, Ortadoğu halklarının vatanlarına leş kargaları gibi üşüşen hırsız ülkeler, Afganistan’da durduk yere savaşa girip 100000 kişinin ölümüne sebep olan Sovyetler Birliğinden daha mı masumlar dersiniz ?