İLLE DE MAVİ MAVİ
Hisarönü- Kayaköy- Ölüdeniz/ 12 km / 17.10.2021
En güzel parkurlardan birini yürüyeceğiz bu gün. Özlenen sonbahar yağmurları toprağı nemlendirdi doğa renklerini buldu.
Sabah erken çıkıyoruz yola. Gök pırıl pırıl, dal-yaprak pırıl pırıl. Bahçelerde Begonviller, renk renk çiçekler capcanlı. Kuraklığın kapıya dayandığı şu günlerde içimizi serinletti özlenen yağmurlar. Dilerim devam eder sakince.
Servisimiz yollardan topluyor kimi yürüyüşçülerini .Saat 8.30’da Eski Fethiye Lisesi karşısında, Mercan Pastanesi önündeki yolcularını da alıyor ; Taşyaka’dan yollanıyor Hisarönü’ne doğru. Muğla Makasın’nda dört yolcumuz daha var. İki çocuk yürüyüşçümüz içimi aydınlatıyor. Hoş eldin Duygu ve Şafak. Çok seviniyorum. Çocuklarımızın doğa ile iç içe büyümesi, Pazar gününü dağlarda geçirmesi , ne kadar önemli ve büyük bir bilinç kaynağı… Duygu ve Şafak’ın anne ve babasını da yürekten kutluyorum.
Ovacık’tan Hisarönü’ne dönüyoruz , Nikolas Park önüne yöneliyoruz. Hava serin, toprak nemli. Eşsiz çam ormanı içinde patikamız, önde rehberimiz Yusuf Bey, artçımız Ümit arkadaşımız.
Grubumuz da keyifli yine. Elif’in narinliği, Şafak ve Duygu’nun şirinliği daha bir coşturuyor hepimizi.
Yolumuzun başında karşılıyor bizi kurak günlerin ardından gelen yağmurla kendini gösteren cılız sıklamenler. Burası sıklamenlerin en yoğun görüldüğü yerlerden biri . Yaprakları yok, kuru çam yaprakları arasından pembe -mor öbek öbek. Patikamız tepenin başına kadar orman yolu olmuş. Yangınlara müdahale için olmalı diye düşünüyoruz. Sağ tarafımızda yapıları her zaman daha da çoğalan Ovacık yayılıyor villaları ile. Tepede yazın hepimizi yasa boğan yangınlardan payımıza düşen bölge var yanmış ağaçları ile. Burayı halkımızın elbirliği ile çok büyümeden söndürmesinin gururunu yaşadık. Yaşadığımız korku ürpertiyor içimi.
Hisarönü’nden sonra Kayaköy sabah güneşi ile uykuda. Kayaköy evleri üzerinden devam ediyor patikamız. Çam ağaçları arasından belli belirsiz aşağı akıyor yıllara meydan okuyan asırlık duvarlar.
Tepemizi aşıyoruz, işte mavi Akdeniz… Kıvrım kıvrım kıyıları, maviye uzanan dağları, köpük köpük suları , yelkenlileri ve balıkçıları ile. Fotoğraf çekme yarışı başlıyor. Sağolasın Elif.
Karşımızda Soğuksu sırtları. Kayadan gelen yol inmiş Soğuksu Koyu’na. Patikamız da tamamen kaybolmuş mudur ? Bizim “Galvaniz Kapısı” tarihte yerini aldı. Yol denize paralel Ölüdeniz’e ulaşacakmış.
Dostlar güzel kıyılarımız yapılarla doluyor, betonlaşıyor, kirleniyoruz dibimize kadar. Doğallığı yitiriyoruz. Her yer özelleşiyor… Sularımız yetmiyor, kuruyoruz git gide…
Patikamız zikzaklar çizerek iniyor aşağı. Gözümüz bir enginde bir önümüzde. Maviliğin coşkusu serinletiyor, günlük bun’umuzu alıyor, enginlere salıyor.
Kayaköyden gelen patika ile birleşiyoruz.Öğle yemeğimiz asırlık keçiboynuzlarımızın dibinde. Duygu’ya söz verdim, molamızda Türkü çığırıp oynayacağız. Necla çalıyor telefondan, biraz oynamaya çalışıyoruz ama Seval yok, bizi türkülerle yürüten Seval katılamamış bugün gurubumuza. Bekir Öğretmen de suskun Seval olmayınca. Coşkumuzu katık ediyoruz aşımıza, düşüyoruz yolumuza.
Dünyanın en güzel seyir yeridir Ölüdeniz, Lagun’un tepesi. Lagun Kumburnu’ndan açılır kayar maviler engine. Sağımızda ormanın zümrüt yeşili kıvrım kıvrım ; solumuzda Belcekız turkuazı kumsalla açılır ötelere. Akdeniz uzanır laciverti ile enginlere. Maviler dans eder bir yeşil ormana bir sımsıcak ak kumlara. Sonra Mavilere baba olmuş dimdik Babadağ tepesinden kanatlanan yamaç paraşütçüleri gökyüzünde süzülür. Lagunda tekneler var şaşıyoruz.
Seyir tepesinde tüm görüntüyü belleğimize iyice işliyor,Sun City’nin önünde düze iniyoruz. Asfaltta yürüyeceğiz Belcekız’a kadar. Belcekız’da sahil boyunca uçarak yere konan paraşütçüleri izliyoruz. Sonbaharda deniz keyfi de başkadır. Su sıcacık dalgalar coşkulu. Kimimiz denize giriyor, kimimiz kumlara uzanıyor. Dinleniyoruz birazcık, Kumsal Pide önünden servisimize biniyoruz.
Yürüyelim dostlar! Hele gençleri, çocukları ortak edelim dağlarımıza. Yürüyelim farkında olabilmek için kayıplarımızın, kazançlarımızın . Sağlık için, sevgi için, güçlü olmak için, güzellikler için, denizlerimiz- dağlarımız için, suyumuz- toprağımız için, kendimiz için yürüyelim. Başta Rehberimiz Yusuf Çilengir’e ve tüm yürüyüş dostlarına, sağ olun, diyorum. Atiye Taşçıoğlu- Kaçar
Katılımcılar: Rehberimiz Yusuf Çilengir, Ulrike- Ali Engin, Kadir Gürol, Ümit Dilsiz, Bekir Akyol, Elif Yıldırım, Şener – Elif – Şafak – Duygu Şenol, Necla Günal Halaçeli, Ahmet (?),Emine Hüküm, Sevgül Filiz.