Antik çağlardan günümüze kadar gelen ata mirasımız Fethiye Kaya Halısı kültürünü uzun yıllardır yaşatan ve bu günlere gelmesinde büyük emekler veren Fethiyeli Halı Uzmanı Meryem Atmaca; ömrünü verdiği Kaya halısının öyküsünü anlattı. Fethiye Kaya Halısının coğrafi işaret alınması çalışmalarına bilgi ve belgelerini sunarak katkı sağlayan Halı Uzmanı Meryem Atmaca ile gazetemiz muhabiri söyleyişi de bulundu. Gazetemiz muhabirinin sorularını yanıtlayan Meryem Atmaca “Türk halıcılığı içersinde kendine özgü renk, desen ve dokuma özelliği ile Kaya halısı; antik, etnografik ve kültürel değeri olan bir halıdır. Yüne yün ve kök boyalı oluşundan dolayı değerli bir halı olan Kaya halısı kültürünü yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarılmasında 30 yıldır çalışmalar yapmaktayım. Kaya halısının deseninden, dokumasından ve boyamasından A’ dan, Z’ ye tüm işlemleri çok iyi bilen ve yapan birisiyim. Belki de son kişilerden birisiyim. Kaya halısı ile ilgili yerli ve yabancı bir çok kişiye eğitim verdim. Nasıl dokunacağını öğrettim. Ömrümü verdiğim Fethiye Kaya halısının sizlere hikayesini anlatmak istiyorum” dedi.
“ÇOK HEYECANLANDIM VE BİRAZDA HÜZÜNLENDİM”
Fethiyeli Halı Uzmanı ve teknikeri Meryem Atmaca açıklamasında “Geçen hafta, Kaya Halısına, hak ettiği değeri vermek üzere, güzel ve hayırlı bir sebepten dolayı, yetkili bir kişi ile görüşmem istendi. Ben de kültürüm ve haklarım için seve seve kabul ettim. Karşımda, halı konusunda inanılmaz birikimli ve kültürlü bir yetkili bulunca, konuyu unutarak, uzun uzun sohbet ettik. Nihayetinde görüşmemizi de yaptık. Çıkarken bana, Uşak Dokur Evi yazılı bir kağıt uzattı ve araştırmamı istedi. Fethiye’de, beni ve mesleğimi anlayan bir kişi bulmanın sevinciyle, ilk fırsatta, Uşak Dokur Evi’ni araştırmaya başladım. Uşak Belediyesi’nin Uşak Halıları konusunda güzel çalışmaları ile karşılaştım. Üniversitede hocalarımızın Merhum Ahmet Aksakal hocadan; en eski halı kültürümüz olan literatürde oldukça geniş bir yer alan Osmanlı Saray Halıları olarak bilinen, TSE’de madalyonlu ve büyük boyutlu halılar olarak yer aldığını biliyordum. Takdirle ilerlerken 2010 yılında, çok değerli fotoğraf sanatçısı olan Faruk Akbaş’ın benimle çalışması olan ve birçok tanıtım dergilerinde yer alan tezgah başındaki fotoğrafımla karşılaştım. Şaşırdım ve çok heyecanlandım ve birazda hüzünlendim. Bu çalışması için Faruk Akbaş bey’e teşekkürlerimi sunuyorum. 7 Mart 2017’de Uşak Belediyesi Dokur Evi, bu fotoğrafımı “ Siz kadınlar olmasaydınız bu eserler olmazdı” diye Kadınlar Günü’nde paylaşmış. Ayrıca bu paylaşım için Uşak Belediyesi Dokur Evine teşekkür ederim. Sitemimiz size değil Fethiye’ye idi. Taş yerinde ağır olmalıydı. Demek ki bu kültüre hizmetim bitmemeliydi. Bundan dolayı bir süre daha kültürümü yalnız bırakmayarak gönülden devam etmem gerektiğini anladım. Şimdi gelelim; Kaya Halısı ve son temsilci olan bana; Bu kültüre, hiç yabancı olmayan Yörük kökenli bir ailenin çocuğuyum. Böylelikle Kaya Halısı ve Dokuma Kültürüyle tanışıklığım, kendimi tanımamla başladım. Zannediyorum 5 yaşındayım, evin ikiz çocuklarından biriyim. İkizleri olan bilirler. Çocuklardan biri dışa biride içe dönüktür. Herhalde sanata bakışım, o zaman gelişti diye düşünüyorum.
“YILLAR SONRA, HAYAT BANA; O TARAFA DOĞRU YOL ALDIRTTI”
Kendimle tanıştığımda, 2 katlı tavanı ve tabanı ahşap olan, ikinci kat tamamen misafirlere ayrılmış, içerisinde değerli ve kültürel eşyalar bulunan ve benim en çok ilgimi çeken, süslü bir dolabımız vardı. Kocaman ve süslü bir yük dolabı (yani yüklük ) vardı. Dolabın bir tarafı, misafirler için ayrılmış temiz yataklar ve bir tarafında da yaklaşık 2 metre boyunda düzenli bir şekilde yığılmış, bize has halılar ve kilimler vardı. Tabii, o oda misafirlere ayrıldığı için, biz her daim giremezdik. O, odanın açılması, temizliği, kilimlerin ve halıların bakımı havalandırılması benim için şölendi. Bu halılar ve kilimlerin çoğunun geçmişi; yüz yüzeli yıllık yani dördüncü kuşaktan büyük dedelerimizden kalmıştı. Heybeler, çullar, çuvallar ve en önemlisi de 3 tane Kaya Halısı ve Kaya Halı Saraçlı heybe vardı ve halen gözüm gibi baktığım, hiçbir şeyin onun yerini alamadığı, benim geçmişim, maneviyatım. Çocuğuma bırakacağım en büyük mirasım. Yıllar sonra, hayat bana; o tarafa doğru yol aldırttı. Belki tesadüf belki kader diyelim. 16.09.1992 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Meslek Yüksek Okulu’ndan Halı Teknikeri olarak mezun oldum. Okulumu bitirdikten sonra, 4 yıl bağımsız olarak, minyatür halı, tablolar ve özel siparişler yaptım. 1996 da özel bir şirket olan Saklıkent Halıda Desinatör ve Halı Eğitmeni olarak çalıştım. 1999’da Fethiye Halk Eğitim Merkezi’nde, Kayaköy’e has kaybolmaya yüz tutmuş antik ve kültürel bir halı olan, tamamı yün ve kök boyalı kaya halısını yaşatmak üzere görevlendirildim. 2005 tarihine kadar bazı derneklerin desteği ile ürettiğimiz ürünleri yerinde pazarlayarak kursumuzu devam ettirdik. Daha sonra Fethiye Halk Eğitim Merkezi tarafından kursiyer olmasına rağmen ödenek yetersizliği gösterilerek kursumuz kapatıldı. 2007 tarihinde, FETAV ve Fethiye Belediyesinin daveti üzerine 5272 sayılı Belediyeler Kanunun madde 14. a) bendinde ; Belediyelerin hizmet kapsamında kültür ve sanat, turizm ve tanıtım mesleki ve beceri kazandırma yer almaktadır. Bu bağlamda Fethiye Belediyesi Kültür Merkezinde bana tahsis edilen atölyede eski ve antik kültürümüz olan, Kaya Halısı ve Fethiye Kilimlerini, geleneğini bozmadan yaşatmak, tanıtmak ve eğitim vermek adına çalışmalarıma devam ettim. 2009 yılında Fethiye Belediyesi Kültür Merkezinde, Halk Eğitim Merkezi ve Belediye işbirliği ile açılan kursta, yörenin kültürünü yaygınlaştırmak ve farkındalık yaratmak için görev aldım.
“SANATÇI UNVANI ALARAK, SANATÇI KARTI ALMAYA HAK KAZANDIM”
Bu süre içerisinde yerel basın ve yayında, TRT çekimlerinde vb. defalarca yer aldım. Birçok kişisel ve karma sergilere katıldım. Festivallerde ve Yörük şölenlerinde yurt içi ve yurt dışında, Fethiye’nin dokuma kültürünü tanıttım. 2010 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği sınava katılarak Dokuma-Halı icra dalında Sanatçı unvanı alarak, Sanatçı kartı almaya hak kazandım. Bu bağlamda; Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, kültürümüzü tanıtmak amacıyla, yurt içinde; birçok illerde( Ankara, İstanbul, Bursa, Antalya, Ordu,Kırşehir ) vb. yurt dışında; iki defa Paris iki defa Avusturya, Rodos, Tunus, Gana gibi ülkelerde Uluslar arası etkinliklere katılarak Fethiye’yi ve Kaya Halısını, Fethiye Kilimini tanıttım. 2013 yılında; Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile Hayat Boyu Öğrenme MEB Modül sistemini okutulabilir, uygulamalı ve teorik bir ders haline getirilmesini sağladık. Fethiye Belediyesi Kültür Merkezinde çalıştığım süre içerisinde, benim çabamı ve azmimi gören FETAV Müdürü Dilek Dinçer hanım tarafından, GEKA’ya Kaya Halısı ile ilgili bir proje oluşturmamız istendi. Tabi ki çok mutlu olmuştum. Artık bu kültür sahipsiz kalmayacak, projemiz kabul olursa; Kaya Halısını herkes öğrenecek ve bir kültür hak ettiği değeri görecekti. Bu anlamda bir kurum bizi destekliyordu. Kaya Halı projemizi FETAV Başkanı Dilek Dinçer hanımefendi, projemin oluşumunda emeği geçen Recai Şeker beyefendi ve Seval Kurnaz hanımla, projemizi oluşturduk. Kendilerine bu anlamda çok teşekkür ediyorum. Benim için bekleme süreci çok heyecanlıydı ve bir gün projemizin kabul edildiğini öğrenince çok mutlu oldum ve sanki çocukluğumun şölenini tekrar yaşadım. Isparta’da tezgah yaptırmanın telaşına düştüm ve yöresel çalışma yapabileceğimiz 15 tezgah siparişi verdim. Daha sonra projemizin yeterli puanı almasına rağmen, öncelik sırası başka projelere verildi.
“KAYA HALISI COĞRAFİ İŞARET ALMIŞ VE HAK ETTİĞİ DEĞERİ KAZANMIŞTIR”
Fethiye’de; Isparta’da yaptırmış olduğum bu 15 adet tezgahı, küçük esnafın emeğini karşılayarak, alacak bir kurum bulunmayınca Fethiye’yi aşmam gerektiğine karar vererek Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne projemi sundum. Projemi inceleyip onay veren Şube Müdürüm Aydın Durdu beye, Folklor Araştırmacısı Semra Akbulut Kahveci hanıma teşekkürlerimi sunuyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan ödenekle; 320 saatlik Halı Dokuma Modülüyle 2012 tarihinde Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne bağlı Fethiye Kültür Merkezinde 1 adeti bağış olmak üzere 16 tezgah ve 16 kursiyerle Kaya Halı ve Fethiye Kilim kursumuza tekrar başladım. Halen Kültür Merkezimizde Halk Eğitim ve Kültür Merkezimiz işbirliği içerisinde kursumuz devam etmektedir. Burada bana destek veren, kültürümüze sahip çıkan Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürü Zekeriya Bingöl beyefendiye, Fethiye Kültür Merkezi Sorumlusu Şenay Poyraz hanımefendiye ve çalışanı Nazım Konur beye, Fethiye Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ender Suat Tok beyefendiye teşekkürlerimi sunuyorum. Bu süre içerisinde Fethiye Belediyesi ve Recai Şeker beyin katkılarıyla, benden alınan bilgi ve belgeler sunularak Kaya Halısı coğrafi işaret almış ve hak ettiği değeri kazanmıştır. Bu anlamda Fethiye Belediyesine ve Recai Şeker beye teşekkür ederim. Geçtiğimiz günlerde; Belediye başkanımızın eşi Çiğdem Karaca hanımefendinin Fethiye’de yaşayan kadınları desteklemek adına Likya Fethiye Kadın Girişimi Üretim ve Kalkınma Kooperatifinin açılışında Fethiye’nin sandıklarında ve yüklüklerinde saklı kültürü ve tarihi olan Kaya Halısı ve Üzümlü Dastarının coğrafi işaret aldığını öğrendiğim zaman mesleğim ve kültürüm adına, çocukluğumun şölenini bir kez daha yaşamış oldum. Evet… Fethiye’m için Mustafa Saatçi bey, ne güzel söylemiş “Üzümlü Dastarı ve Seki Kilimi Coğrafi İşaret aldı. Davulla zurnayla kutlanması gerek…” Evet Kaya Halımızda öksüz değil şölene bizde dahil olduk. Fethiye’ye hayırlı olsun. Bana ve kültürüme emeği geçen bütün kurumlara tekrar teşekkür ederim” dedi.(ÖZEL HABER/FOTO-GÖKHAN AYYILDIZ)