“Homeros’tan Bugüne Seydikemer”
Akdeniz Üniversitesi’nden Tlos Kazısı Başkanı Prof. Dr. Taner Korkut “Homeros’tan Bugüne Seydikemer” isimli makale yayımladı.
Akdeniz Üniversitesi’nden Tlos Kazısı Başkanı Prof. Dr. Taner Korkut makalesinde; “ Muğla’nın güneydoğusunda kalan Seydikemer İlçesi’nin kuruluş hikayesi çok eskilere gitmez, yenidir. Daha önce Fethiye’ye bağlı bir belde olan Kemer, 2012 yılında çıkarılan bir kanunla, sınırları da genişletilerek Seydikemer İlçesi’ne dönüştürülmüştür. Tarihi ve doğal zenginlikleriyle öne çıkan ve oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmış ilçenin komşuları arasında güneyde Kaş, doğuda Elmalı, kuzeyde Çameli ve Altınyayla, batı yönde ise Fethiye ilçe yerleşimleri bulunmaktadır. Antik çağlarda Kragos olarak adlandırılan Akdağlar’ın yüksek platolarında kurulu yaylalar ve bu dağ silsilesinin batı yamaçlarındaki sulak yerleşim alanları yılın dört mevsiminde ilçeye önemli bir hareketlilik sağlamaktadır. Diğer yandan Seydikemer’in doğal zenginlikleri arasında yer alan Saklıkent Kanyonu bölgede en çok ziyaretçi çeken yerlerden biri olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca Karadere ve Kumluova sınırlarında kalan plajlar da özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı ziyaretçilerin tercih ettiği alanlardandır.
Seydikemer İlçesi’nin tarihsel geçmişi yeni olmasına karşın sahip olduğu kültürel değerler bakımından dünyanın en eski ve önemli düzlüklerinden bir olan Xanthos Vadisi ve yakın çevresini kapsadığı bilinmektedir. Xanthos Vadisi’nin ünü Homeros’un İlyada Destanı’na konu olmuşluğuna da dayanır. Ünlü ozan Homeros bu destanda Troya savaşlarına katılan Likya ordusunun anavatanını Xanthos Vadisi olarak tanımlamıştır. Anadolu yerleşim tarihinde önemli bir konuma sahip Tlos, Pınara, Letoon, Sidyma, Araxa ve Oionan daantik kentleri Xanthos Vadisi’ni sımsıkı çevrelemektedir. Bunlardan başka Patara, Xanthos, Telmessos ve Kadyanda gibi Likya Bölgesi’nin diğer önemli yerleşimleri ise Seydikemer İlçesi’nin komşularındandır.
Tarıma elverişli bereketli topraklardan oluşan Xanthos Vadisi coğrafyacı Strabon’un“Sirbis” olarak adlandırdığı Eşen Nehri tarafından beslenmektedir. Ünü antik çağlara kadar geri giden Eşen Nehri Seydikemer İlçe merkezinden geçip Xanthos Vadisini sınırlayan dağlardan gelen pek çok derenin katılımıyla geniş bir yatakta ilerleyerek Kumluova’da denizle kavuşur. Güneybatı Anadolu’nun en önemli nehirlerinden biri olma özelliğini taşıyan Eşen Nehri’nin başlangıcı ise Likyalıların anavatanı Dirmil dağına kadar uzanır. Likyalıların kendilerini Trmmili, ülkelerini ise Trmmise olarak tanımladıkları Likçe yazıtlardan bilinmektedir. Tarihçi Herodot’un Likyalılar için kullandığı Termilai yerleşimi de Trmmili ile özdeştir. Trmmili ya da Termilai ifadelerinin günümüz Dirmil yerleşimi ile aynı olduğu kabul edilmektedir. Roma İmparatoru Claudius Dönemi’nde Patara’da dikilen Yol Klavuz Anıtı üzerinde dönemin başkentinde başlayan yol güzergahının en kuzeydeki Trimili/ Dirmil yerleşimine kadar uzatılması bundandır.
Seydikemer İlçesi’nin farklı noktalarında tespit edilen arkeolojik kalıntılar bölgedeki yerleşim tarihinin Yontma Taş Devri’ne (Paleolitik Çağ) kadar geri gittiğini göstermektedir. Ayrıca avcı-toplayıcı bir topluluk yapısından, tarım devrimini gerçekleştirerek yerleşik hayata geçmiş ilk Cilalı Taş Devri (Neolitik Dönem) insanlarının yine Xanthos Vadisi’nde yaşadığı da belgelenmiştir. Tlos Antik Kenti ile teritoryumundaki Girmeler ve Tavabaşı mağaralarında gerçekleştirilen kazı ve araştırmalar daha sonraki kültürlerin kalıcı temellerinin burada atıldığına işaret etmektedir. Özellikle ticaretin yaygınlaşmaya başladığı Bakır Çağ’dam da (Kalkolitik Dönem) Xanthos Vadisi’ndeki mevcut yerleşimlerin konumlarını devam ettirdiği, Ege ve Akdeniz Havzası’ndaki çağdaş yerleşimlerle daha yoğun bir ticari ilişkinin kurulduğu gözlemlenir. Seydikemer İlçesi’nin dağlık kısmında kalan Çaltılar ve Seki yerleşimleri özellikle Kalkolitik Dönem ve sonrasında yerleşim katmanları sunmaktadır.Tunç Çağı(Bronz Çağ) ile birlikte Anadolu topraklarının tamamı Hitit İmparatorluğu egemenliği altındadır. Aynı zamanda Ege’nin karşı kıyısında önceleri Minos daha sonra ise Miken uygarlıkları hüküm sürmüştür. Ege’nin heriki yakası arasında teritoryal sınırlar bakımından zaman zaman sorunlar ortaya çıksa da ticari ilişki kesintiye uğramamıştır.
Önceki zamanlarda olduğu gibi Tunç Çağı’nda da Anadolu’da pek çok tarihsel olay yaşanmıştır. Özellikle Geç Tunç Çağı’nda yaşanmışlar bugün hala hatırlanmaktadır. Bunda Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarının büyük bir etkisi vardır.Homeros destanlarında Troya önlerinde doğu ile batının karşı karşıya geldiği önemli bir savaştan bahsetmektedir. Söz konusu savaşın Sarpedon, Glaukos, Pandarosgibien önemli kahramanları Likya Bölgesi’nden çıkmıştır. Homeros’a göre Sarpedon Likya kralıdır ve Troya savaşlarında Likya ordusunun başkomutanı görevindedir. Homeros her üç kahramanın memleketi olarak Batı Likya Bölgesi’ndeki Xanthos Vadisi’ne işaret etmiştir. Diğer yandan Troya savaşlarına katılmış başka bir Likyalı kahraman daha bilinmektedir. Homeros sonrasında Troya savaşlarını yeniden yorumlayan İzmirli Quintus,Tlos’lu bir kahraman olan Skylakeus’un da Troya’da Akalarla savaştığını aktarmıştır. Ayrıca QuintusTroya savaşı sonrasında Likya’ya sağ olarak dönen tek kahramanın yine Skylakeus olduğunu belirtmiştir.
Geç Tunç Çağı sonunda yaşanan Troya savaşları ardından daha önce tüm Anadolu’yu kontrolü altında tutan Hitit İmparatorluğu tarih sahnesinden silinmiş ve Demirçağ (M.Ö. 1. bin) başlangıcıyla ortaya çıkan farklı devlet yapılanmaları ile Anadolu yeniden şekillenmiştir. Anadolu’nun güneybatısındaki Teke Yarımadası olarak adlandırılan bölge bu süreçte de mevcudiyetini korumuş ve erken yazılı kaynaklardan da bilindiği üzere, Likya Bölgesi olarak anılmaya devam etmiştir. Söz konusu yeni yapılanma içerisinde Xanthos Vadisi’nin hatırı sayılır kentlerinden Patara, Xanthos, Pınara ve Tlos gibi yerleşimler önemini korumuştur. M.Ö. 168 yılında Roma Senatosu tarafından Likya’nın bağımsızlığının tanınmasıyla Likya Birliği resmiyet kazanır. Likya Birliği’nin üç oy hakkına sahip en büyük altı yerleşiminden Tlos, Pınara, Xanthos ve Patara gibi dört şehir Xanthos Vadisi’ndedir. Patara Antik Kenti oluşturulan bu birliğin başkenti seçilmiştir ve burada dikilen Yol Kılavuz Anıtı’ndaki Likya yol ağı batıda Kaunos’a (Dalyan), doğuda ise Attaleia’ya (Antalya) kadar uzatılmıştır. Tlos Antik Kenti Likya yol ağının merkezinde gösterilmiş, yedi farklı yönden gelen yollar; güneyde Xanthos, güneybatıda Pinara, batıda Telmessos, kuzeybatıda Kadyanda, kuzeyde Araxa, kuzeydoğuda Oinoanda ve doğuda Choma gelen ticari yollar Tlos’da kesişmiştir.
Seydikemer İlçesi’nin tarihi ve kültürel değerlerinin araştırılması amacıyla başlatılan çalışmalar uzun zamandan beri sürdürülmektedir. İlk kez 18. yüzyılın sonlarında batılı seyyahlar tarafından başlanılan çalışmalara kazı ve yüzey araştırmaları olmak üzere bugün de devam edilmektedir. Söz konusu çalışmalara kamu kurumu ve kuruluşların farklı şekillerde katkıları olmaktadır. Örneğin Tlos Antik Kenti ve çevresinde Prof. Dr. Taner Korkut başkanlığında interdisipliner bir ekip tarafından yürütülen araştırma sonuçlarının yer aldığı“Arkeoloji, Epigrafi, Jeoloji, Doğal ve Kültürel Peyzaj Yapısıyla Tlos Antik Kenti ve Teritoryumu” başlıklı kitabın baskı giderleri Seydikemer Kaymakamlığı’nca 2015 yılında hazırlanan ve Güney Ege Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen bir proje ile karşılanmıştır.” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi