Fethiye’deki Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezlerinin sahipleri ilk kez bir araya gelerek merdiven altı eğitim verenlere karşı tepkilerini dile getirdiler. Özel Nursel Özdemir Rehabilitasyon Merkezleri sahibi Salih Dündar, Özel Saygın Rehabilitasyon Merkezi Sahipleri Musa Acar, Mehmet Demircioğlu ve Son Atılım Rehabilitasyon Merkezi sahibi Hakan Gökçen basın toplantısı yaparak içinde bulundukları durumu paylaştılar.
Üç kurum yetkilisi özellikle özel rehabilitasyon merkezlerinin uzmanlık alanına giren konularda evden veya kendi ilgi alanlarının dışında bu işi yapmalarının yasal olarak mümkün olmadığını dile getirdiler.
“HERKES İŞİNİ YAPMALI”
Özel Nursel Özdemir Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi sahibi Salih Dündar, Fethiye’de bir anda türeyen merdiven altı eğitim verenlere tepkisini dile getirerek her meslek grubunda aynı olayların maalesef olduğunu eğitim sektörüne de bu durumun yansıdığını kaydetti. Dündar, “Kaliteyi arttırıyoruz. Bütün arkadaşlarımız, Kendi canlı yayınlarımda söylediğim gibi son derece uyumlu çalışan çok güzel kurumlar diye her yerde söyledik, bugünde tekrar ediyoruz. Birbirimizin kurumlarını her zaman ziyaret ediyoruz, geziyoruz, görüyoruz. Program bazında baktığımız zamanda gerçekten 3 mesai arkadaşımızın, üç kurumumuzun diyelim programlarında hiçbir eksiklik göstermeden çalışmalarını sürdürmeye devam ediyorlar. Öğrenci alışverişlerimiz, personel değişikliklerimiz, eğitim kalitemiz gerçekten son derece üst düzeyde Bugünde sağ olsun Fethiye Gazetesi ve Beşkaza Gazetesinin Sahibi Nur İlik Hanımda bizleri yalnız bırakmadı. Beraber olmaktan mutluluk duyduğumuzu dile getirmek isterim. Özel bir görüşme, özel bir toplantı gibi oldu. Buda bizi son derece mutlu etti. Bizler biliyorsunuz Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri olarak Fethiye’de dört kurumuz ikisi Nursel Özdemir olarak bizim bünyemizde. Yine Son Atılım Rehabilitasyon Merkezi Hakan Gökçen, Saygın Özel Rehabilitasyon Merkezi’ de Musa Acar ve Mehmet Demirci Kardeşimin bünyesinde çalışmalar sürdürülüyor. Üç kurumumuz da gerçekten eski, yani eski kurumlarız. Örnek veriyorum kendi kurumumuz 2002 yılından bu yana faaliyetini sürdürüyor. Nerden baksanız yirmi yıla yakındır. Tecrübesiyle çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.”ifadelerini kullandı.
“KURUM KÖKLERİNİ OLUŞTURMUŞ KURUMLARIZ, BİZLER MERDİVEN ALTI DEĞİLİZ”
Salih Dündar;“ Kurum köklerini oluşturmuş kurumdayız bizler bu anlamda. Bir takım ufak tefek piyasada kendini kurum yerine koyanlara birkaç cümlemiz olacak bizim. Toplanma amacımızda aslında bu. Bildiğiniz gibi resmi kurumlarız. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlarız. Programlarımız mevcut, yeterli uzmanlarımız mevcut, hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz. Ancak, bünyelerde ne var yani bir çocuk kurumlarımıza geldiği zaman sadece dil-konuşma bozukluğu ile gelse bile diğer uzmanlarımız da direk devreye girebiliyor. Bizler kurumuz artık. Bizlerin bünyesinde birçok uzman mevcut ama diyelim ki sadece bir psikologla görüştünüz, sadece bir dil-konuşma terapisti ile dışarıda görüştünüz, sadece bir özel eğitimciyle dışarıda görüştüğünüz bunlar çok sınırlı olacaktır. Bizim özellikle vurgulayacağımız şey bu. Bizler merdiven altı değiliz. Bizler resmi kurumuz. Lütfen ailelerimiz hiç çekinmeden bizlere gelsinler. Bizlerle görüşsünler. Bizlerle çalışmalarını sürdürsünler. Memnun olmadığı zaman kurumsal geçişleri kanun maddelerinin çerçevesinde sağlanacaktır. Zaten yapıyoruz, biz gayet bu noktada sahip çıkıyoruz, ailelerimize sahip çıkıyoruz. Örnek veriyorum; bir psikolog bünyesinde Özel Eğitim Uzmanı olmadan Özel Eğitimci çalıştırmış olması bizleri üzüyor. Bir yüzme kursu açıldığı zaman Özel Eğitim Merkeziymiş gibi lans edilmesi bizleri üzüyor. Bizlerde çalışmayıp son dönemde Özel evlere gitmek isteyen, özel evlerde aileler ile görüşmek isteyen öğretmenlerin olması bizleri üzüyor. Ailelerin üç kuruş daha da düşük ücretle çocuklarını yazık etmeleri bizleri üzüyor. Geçen Cuma günü duydum özel eğitim gerekli olan bir çocuğumuz bir Almanca öğretmeninden ders alıyor ve bu bizi üzüyor. Lütfen bu noktada ailelerimizin de su istimal edilmemesi gerekiyor. Ailelerimizin ufak tefek zaaflarından da insanlarımızın faydalanmaması gerekiyor. Onun için bizler kurumuz, bizlerde her şey resmidir. Programlarımız bellidir, çalışma şeklimiz bellidir. Almanca öğretmeni gitsin yine kendi, branşını yapsın. Hepimizin birer branşı var burada. Öğretmen olarak hepimizin birer uzmanlığı var. Biz asla kendimizin çalışma alanı dışında olan hiçbir çalışmayı yapmıyoruz. Diğer arkadaşlarımızdan da ricamız budur. Zaten birçok örneğimiz var. Diğer kurumdaki mesai arkadaşlarımda bunları söyleyecektir. Özellikle vurgulamak istediğim nokta bu. Yine konuşulur yine birlikte sohbetimize devam ederiz. Son Atılım Merkezi Hakan kardeşim de, Özel Saygın Merkezi Musa kardeşim de burada. Düşünceleri neyse onlara da söz hakkı vermek istiyorum. Şimdi bir iki noktaya da değinmeye gerek var. Onları da hemen ben ekleyeyim. Şimdi kurs merkezleri açılıyor. Kurs merkezleri ne içinse tabelada da onun alması lazım. Yaptığı işi net yazmalı kurs merkezleri. Örnek veriyorum; Danışmanlık merkezi diyor mesela, bir bakıyorsun her şey var. Sadece tanı koymakla, sadece değerlendirme yapmakla kalmıyor bir bakıyorsun dil konuşma uzmanı gibi, konuşma seanslarına giriyor. Özel eğitim uzmanı gibi özel eğitim seanslarına giriyor. Neredeyse bir fizyoterapist gibi fizik tedavi yapacak. Danışmanlık merkezleri ne iş yaptığını netleştirmeli. Fizik tedavi merkezleri ne iş yaptığını netleştirmeli. Spor adı altında da merkezler açılıyor. Otizmli çocuklara spor merkezleri, çok büyük katkıları var kabul ediyorum. Ama sen burada özel eğitime girdiğin zaman sen burada bireysel eğitime girdiğin zaman sen burada dil-konuşmaya girdiğin zaman çok doğru bir merkez değil. Bunlardan ailelerin uzak durması gerekiyor. Ailelerimizin de bunların pirim vermemesi gerekiyor. Yetersizlik alanlarında ilgi ve eğitim gösterecek kurumlarımız burada. Biz buyuz. Burada zaman kaybetmeyelim. Çünkü hakikaten Özel Eğitimde kaybedilen zamanın acısını yıllarca çok çeken ailelerimiz oldu. Çok şahit olduk biz bunlara. Uygun ortamda olunmalı. Şimdi bir öğretmen kurumla anlaşamıyor, kurumdan ayrılıyor. Gidiyor sonra ben özel eğitim uzmanıyım diyor evde eğitim veriyor. Ev ortamıyla özel eğitim merkezi ortamında ki bir değildir. O yüzden uygun ortamda, uygun uzmanlıklarda eğitim verilmeli arkadaşlar. Facebook da iki satır yazı yazıp evde eğitime gelirim demelerini bizler doğru bulmuyoruz. Ailelerimizi de kandırmayalım lütfen. Biz bunu vicdansızlık olarak görüyoruz.”dedi.
“KONUNUN UZMANI OLMAYANLAR EĞİTİM ADINA HATA YAPIYOR”
Fethiye Özel Saygın Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Sahiplerinden Musa Acar ise Özel Saygın Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezi olarak 2000 yılından beri Fethiye’de faaliyet göstermekteyiz. 2011 yılından itibaren de biz Mehmet Demircioğlu, beraber Özel Saygın’ı yönetiyoruz. Evet, son günlerde sosyal medya da olsun, Fethiye bölgemizde olsun, birçok yerde denk geliyoruz. Verilen eğitimlerin yâda sertifika programlarını takip edip ve bu belgeleri aldıktan sonra sertifika adı altında bir-iki günde veya hafta sonlarında sanki Özel Eğitim işi yapıyormuş gibi belli gün ve saatlerde hizmet etmeye çalışıyorlar. Kesinlikle tavsiye etmediğimiz bir şey. Kendi alanımızda Özel Eğitim Öğretmeni olarak da yakından takip ediyoruz. Eğer bir çocuğumuzun özel eğitime ihtiyacı var ise bunun tıbbi tanımlaması yapılması gerekir. Rehberlik araştırma merkezleri tarafından eğitsel değerlendirmesi yapılması gerekiyor. Bundan sonra Fethiye’de bulunan kurumlarımızdan herhangi birisini tercih ederek kaydını yapıp orada bulunan uzmanlar tarafından özel eğitim verilmeye başlanması gerekmektedir. Yani halkımız ya da özel gereksinimli birey sahibi ailelerimiz bu konuyu önemle dikkat etmesini istiyoruz. Evet, dışarıdan alabilirler, onların özgür iradesine bağlıdır. Biraz önce Salih hocamda bir konuya değindi Almanca öğretmenini örnek vererek. Biz bu aileyle konuştuğumuz zaman o anda memnun kalabiliyorlar. Sanki işin uzmanıymış gibi bu işi yaparaktan çocukla da bir bağ kurunca karşı taraf, aile çok olumlu görebiliyor. Ama uygulamada her zaman biz özel eğitimciler olarak şunu söyleriz; bir plan, bir program ve bir tıbbi tanılama doğrultusunda eğitimler yapılır. Kesinlikle dışarıdan herhangi bir alandan bir gün iki günlük eğitimle bu işler yapılmıyor. Eğer bu işler yapılmaya başlandığı zaman, yine kimin kapıları çalınıyor? Bizim Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinin kapısı çalınıyor. Çünkü yanlış yapılmaktan dolayı çocuğa uygulanan bir yöntem, bir teknik çocuklarda olumuz durumlara neden oluyor. Son günlerde buna dikkat edelim birde biz özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri olarak geçenler de Fethiye Gazetemize de röportaj vermiştik. Tatil günlerinde ya da 15 tatil arasında Özel gereksinimli bireyler haricinde normal okullara giden, anaokulu-kreş eğitimi alamayan veya ilkokul birinci sınıfta şuan öğrenmeye çalışan öğrencilerimiz var. Ailelerden istediğimiz bu lütfen her çocuk özeldir. Özel olduğu için sizler bu ilgiyi veremiyorsanız yada çocuğunuzla herhangi bir gelişiminde yanlış giden durumlar var ise lütfen ön değerlendirmeler için rehabilitasyon merkezlerine başvurabilirsiniz. Özel öğrenme problemleri ortaya çıkabiliyor. Bunlarla ilgili aile olarak sizler gözlerden kaçırabilirsiniz. Ama bizlerde bulunan uzmanlar bunların ön değerlendirmelerini yaparak sizlere yol haritasını mutlaka gösterecektir. Eğer zaten yüz yüze eğitim olmuş olsaydı sınıf öğretmenlerimiz bu tespitleri daha iyi yapacaktır. Ve daha iyi yönlendirme yapacaktır. Ondan dolayı bu konuya lütfen çok dikkat edelim.
“YANLIŞ YERDEN EĞİTİM ALMAK YANLIŞ EĞİTİR, ÖZEL ÇOCUKLARIMIZA YAZIK ETMEYELİM”
Fethiye Son Atılım ve Rehabilitasyon Merkezi sahibi Hakan Gökçen, “Bizler özel gereksinimli bireyler ile birlikte çalışıyoruz. Ve bu çocukların ihtiyaçlarının neler olduğunu ve bu çocuklarla nasıl çalışmamız gerektiğini biliyoruz. Konuya vakıfız. Bizler zaten milli eğitim bakanlığına bağlı olan kurumlarız. Her şeyimiz de resmidir. Gayri resmi hiçbir durum söz konusu değildir işletmelerimizde. Biraz önce büyüklerimin de ifade ettiği gibi ağabeylerim de ifade ettiği gibi diyeyim, buradaki herkes eğitimci. Bu işi sadece ticari kaygılarımız için yapmıyoruz. Biz mesleğimizi icra etmek için görevimizi yerine getiriyoruz. Bize özel gereksinimli bireyler geldiğinde biz öncelikli olarak onların taramalarını yaptırıyoruz. Eksiklerini belirliyoruz. Ve bu eksiklere göre de onları yönlendiriyoruz. Hepimizin kurumlarında rehber öğretmenlerimiz var. Psikologlarımız var, aile bilgilendirmeleri de yapılıyor. Öncelikli olarak ailelerimizi eğitmeye çalışıyoruz. Aileleri doğru bir şekilde donanımlı bir hale getirirsek bizim işleyişimiz çok daha kolay hale geliyor. Biz rehberlik etmekten de guru duyuyoruz. Bu sevinci de hep birlikte yaşıyoruz. Çocuklarımız geldiklerinde özellikle küçük yaşta çocuklar geldiğinde biz bu çocuklarla çalışmayı daha çok seviyoruz. Ağaç yaşken eğilir misali küçük yaştaki çocuklarla çok daha hızlı bir şekilde yol kat ediyoruz. Çok daha onları toplumsal hayata katıyoruz. Eğer ki yanlış yerlerden çocuğunuz bir eğitim alıyorsa zaman kaybediyor. Ve özel eğitim içerisinde erkenlik ilkesi gerçekten çok çok önemli bir ilke. Doğru bir şekilde çocuklar eğitimini alırsa topluma kazanmaları çok daha iyi ve kolay bir hale geliyor. Salih Hocamın da ifade ettiği gibi kurumlarımızın hepsinde fizyoterapist var. Bedensel engelli bireylerimize de eğitim veriyoruz. Dışarıda danışmanlık merkezi adı altında da çalışmalar yapılıyor bunlardan da haberdarız. Spor adı altında da farklı çalışmalar yapılıyor. Veya Özel eğitim merkezleri adı altında da eğitimler yapılıyor bunların da farkındayız. Doğru olan yerler bunlar değil bizleriz Fethiye’de bulunan kurumlarımız. Bizleri tercih eder ve bizlere gelirlerse biz onlara hem süreci kısaltmak adına hem de doğru eğitim adına elimizden geleni yapacağımıza ailelerimizin şüphesi olmuyor.”şeklinde konuştu. (HABER-NUR İLİK/ FOTO-ŞULE UĞUR)