Çocuklarımız en değerli varlıklarımızdır . Her ne kadar çocukluk dendiği zaman ergenliğe kadar olan dönem olarak bilinse de resmi olarak çocukluk ; henüz bedensel , ruhsal ve cinsel olgunluğa ulaşmamış 18 yaşına kadar olan bu gelişim dönemini kapsar.
Bu dönem içerisinde , çocuğun bakmakla yükümlü olduğu kişiler yada diğer erişkinler tarafından fiziksel , duygusal yada cinsel gelişimine , kaza sonucu olmadan bilerek engellenmesi yada zarar verilmesine ÇOCUK İSTİSMARI , fiziksel yada ruhsal sağlığı için gerekli ihtiyaçlarının karşılanmaması durumuna ise ÇOCUK İHMALİ denilmektedir. Her iki durumda da derecesi değişmek üzere çocuklarımız zarar görmekte , kendi bedeni ve ruhuna olan saygısı kaybolmakta , bu durumu fark etmeden içselleştirerek hatta kendini suçlu dahi hissederek erişkin yaşamında öz güven eksiklikleri , agresif ve asosyal kişilik ve davranış bozuklukları , hatta ne yazık ki kendi bedeni dışında diğer bireylerin beden ve ruh sağlığı , yaşam haklarına da saygısı kalmadığı için aynı davranış modellerini geliştirebilmektedirler. Dolayısıyla çocuğa yapılan istismar yada ihmal hem çocuğa hem de ilerideki toplum ve çocuklarımızın sağlığına zarar vermektedir.
Toplumsal tabular ve çocuğun farkındalığının henüz gelişmemiş olması nedeniyle çocuk istismarı ve ihmali çoğunlukla gizli kalmakta sorunun çocuklarımıza ve topluma verdiği gerçek zarar tam olarak bilinememektedir . Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada her yıl 15 yaş altı 41.000 çocuk istismar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Yine DSÖ verilerine göre ülkeler arasında değişmekle birlikte ne yazık ki her beş kadından biri ve her 13 erkekten biri çocukluğunda farklı boyutlarda cinsel istismara uğramaktadır. Aslında problemin ne kadar büyük olduğunu ve toplumu derinden etkilediği , önlem alamazsak daha büyük sorunlara neden olabileceği aşikardır. Son yaşanan olay da göstermiştir ki toplumumuz bu konuda haklı olarak çok hassas ve sinir uçları da çok duyarlıdır. Bu duyarlılığı farkındalığa dönüştürebilmek adına sorunu tanımak ve çözüme katkı sağlamak başta çocuk sağlığı ve yaşamı ile uğraşan meslekler olmak üzere hepimizin görevi haline gelmiştir.
Çocuğa yönelik olan bu kötü muamale fiziksel , duygusal ve cinsel istismar yada ihmal şeklinde karşımıza çıkabilir.
FİZİKSEL İSTİSMAR : Çocuğun sağlığı ve yaşamına , gelişimine zarar veren yada verebilecek kasıtlı fiziksel güç kullanımıdır . Vurma , yakma , ısırma , itme , dövme, tekmeleme , zehirleme , boğma , sarsma gibi davranışlardır ve tespiti en kolay istismar şekli olduğu için önlem alınması nisbeten daha kolaydır.
DUYGUSAL İSTİSMAR : Çocuğun ihtiyaç duyduğu ilgi, sevgiyi göstermeme, kasıtlı olarak sözel olumsuz uyarılar, korkutulma, haksız yere suçlanma gibi davranışları kapsar .
CİNSEL İSTİSMAR : Çocugun tam olarak anlayamadığı gibi onay vermesinin de mümkün olmadığı , gelişimsel olarak hazır olmadığı ve toplumun yasa ve kurallarına , ahlakına ve vicdanına aykırı olan bir cinsel etkinliğe dahil edilmesi , zorlanması , kandırılması ve kullanılmasını ifade eder . Sözel sataşmalar, uygunsuz telefon konuşmaları, teşhircilik, röntgencilik, çocuğun pornografik malzemeler için kullanılması , temas yoluyla fiziksel istismar yada şiddet yoluyla cinsel istismar şeklinde olabilir. İstenmeyen çocuklar , fiziksel yada mental engeli olan yada üvey olan çocuklar istismara daha sık uğramaktadırlar. Eğitim eksikliği , alkol yada madde bağımlılığı olan , fiziksel yada psikiyatrik bir hastalığı olan yada çocukluğunda benzer bir davranışa maruz kalmış kişilerin daha çok istismara eğilimli olduğu gözlenmektedir. Ayrıca ebeveyn ile çocuğun bağının zayıf ve kopuk olması , bakılamayacağından çok çocuk sayısı , aile içi şiddet gibi durumlar da olayın fark edilmesini ve önemsenmesini olumsuz etkileyebilmektedir . Ayrıca çocuğu koruyan yasaların ve sosyal destek sisteminin etkin olarak uygulanamaması , cinsel ayrımcılık ve toplumsal eşitsizlik , şiddetin kabul edilir görülmesi , pedofili , kontrolsüz şiddet ve cinsellik içeren internet vs yayınları bu istismarı arttırabilir .
Neler yapabiliriz ;
Çocuklarımızı ve ailelerimizi EĞİTMELİYİZ …
Öncelikle istismar belirtilerini tanımalıyız . Eğer çocuğumuzda ani davranış değişiklikleri , içe kapanma , ilgisizleşme , okul başarısında düşme , arkadaşları ile olan sosyal ilişkilerinde bozulma , adaptasyon ve uyku sorunları , beslenme bozuklukları, korku tepkileri ( ağlama , kendini kötü hissetme , aşırı duyarlı hale gelme vs ) olmaya başladı ise çocukla olan güvenli iletişimizi arttırmalı yada çocuğun güvenebileceği bir kişiden , öğretmeni , yakın arkadaşı vs temasa geçerek yardım almalıyız . Çocuğun bu durumu anlatabilmesi dahi travmatik bir süreç içereceği için profesyonel bir yardım almak gerekebilir.
Çocuklarımızı , erişkin cinsel davranışlarına karşı korumak için eğitmeli ve bilinçlendirmeliyiz , ne yazık ki yaşanan son olaylarda da olduğu üzere bu kişiler maalesef ki en yakınları ve güvendikleri kişiler olabilmektedir . Kendi bedensel dokunulmazlığı konusunda eğitmeli ve anormal yerleşim ve özellikte izleri tanımak için uygun şekilde kontrol etmeliyiz . Şüpheli durumlarda profesyonel sağlık ve güvenlik birimlerinden yardım almakta gecikmemeliyiz .
Çocuklarımızın sağlığı mutluluğumuzdur , onları korumak ve sağlıklı yaşam hakkını sağlamak toplum olarak hepimizin önceliğidir.
Dr Selami ÖNDER
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı