Basın gecesi buruk geçti
Fethiye Belediyesi tarafından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle her yıl düzenlenen geleneksek Basın Gecesi, Çalış Yörük Çadırı’nda yapıldı. Fethiye basının her kademesinde görev yapan yaklaşık 125 basın çalışanının bir araya geldiği gece, İstanbul’da meydana gelen patlama ve diğer terör olayları nedeniyle geçen yıllara nazaran eğlencesiz sohbet ortamında geçti.
Fethiye’de görevli yerel basın, ulusal basın ve ajans temsilcilerinden oluşan yaklaşık 125 basın çalışanını Yardımcıları Mehmet Yılmaz Cesur ve Mete Atay’la birlikte kapıda karşılayan Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, gece boyunca da konuklarıyla yakından ilgilendi.
Programın açılış konuşmasında kendilerini çalışma arkadaşları olarak gördüğü basın mensuplarına katılımlarından dolayı teşekkür ederek başlayan Başkan Saatcı, “İtiraf etmek gerekirse, Belediye Başkanlığı’na ilk başladığımız günlerde aleyhimize yazanlara kızdığımız zamanlar oluyordu. Ama zaman insanları olgunlaştırıyor. Şimdi biz Fethiye’de hiç bir kardeşimize pozitif yada negatif ayrımcılık yapmadık, bütün kardeşlerimizi buraya davet ettik. İşin doğrusu da bu. Şimdi bizi eleştiren arkadaşlar, bizim için çok daha makbul arkadaşlar. Demokrasinin gereği bu.” dedi.
“Basın Özgürse, Ülkede Demokrasi Vardır!”
Konuşmasında, 10 Ocak Gazeteciler Günü ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yayınladığı mesajı hatırlatan Saatcı “Sayın Cumhurbaşkanımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebetiyle vermiş olduğu bir demeçte, bir ifadesi çok hoşuma gitti. Bunun Türkiye’de gerçekleşmesi halinde büyük keyif alacağız hepimiz. Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki “Basın özgürse, ülkede demokrasi vardır.” İnşallah biz de, basının özgür olduğu, gazetecilerin içerde olmadığı, herkesin istediğini yazabildiği, konuşabildiği bir Türkiye’yi özlüyoruz. En yüksek makamdan topluma böyle bir ifade neşredildiğine göre, bunun gerçekleşmesini beklemek de en doğal hakkımız olsa gerek.” dedi.
“Bu Topraklarda Keyif Kalmadı”
Son günlerde artan terör olayları ve İstanbul’da meydana gelen patlamaya da değinen Başkan Saatcı “Zafer vaat etmeyen topraklarda yaşıyoruz. Aslında bu akşam, benim de bir o kadar ihtiyacım vardı ki, şu son bir yılın yorgunluğunu burada sizlerle beraber atalım.. İçimizi boşaltalım, oynayan oynasın, zıplayan zıplasın istedim ama.. Bir yerde kan ve gözyaşı varken, bir yerde oynama zıplama bizim fıtratımızda yok. Keyif kalmadı bu topraklarda. Her geçen gün Ortadoğu’nun bataklığına sürüklenen bir ülkenin ferdiyiz. Ancak Ömer Hocam (Karayumak) dedi ki; “Karanlığın en koyu olduğu zaman, aydınlığın en yakın olduğu andır. Merak etmeyin, hep böyle olmuştur” dedi. Umudumuz da bu. Valla ne nesilmişiz bilmiyorum ama, İnşallah genç kardeşlerim çok daha özgür, çok daha geleceği olan, ileriye bakabilen ve geleceğinden endişe etmeden çoluk çoğunu yetiştirilebilen bir ülkeye dönüştürsünler.
“Fethiye, Basın Konusunda Şanslı..”
Konuşmasının son bölümünde Fethiye Basını’na da teşekkür eden Saatcı “Sizler bizim çalışma arkadaşlarımızsınız. Geldiğimiz günden itibaren bütün gazeteci arkadaşlarımızı biz çalışma arkadaşlarımız olarak gördük. 750 tane personelimiz var. Sizleri hiç onlardan ayrı tutmadık. Sizlerde bu samimiyeti görüyorsunuz, bizlerde görüyoruz. Fethiye’de birebir gördüğüm bir olay var. Bunu da altına imzamı atarak söylüyorum. Sizler Fethiye’de gerçekten örnek basın mensuplarısınız. Örnek bir gazetecilik yapıyorsunuz. Artık Türkiye’de her şeyde olduğu gibi basın da siyah-beyaz gibi ikiye ayrıldı. Ya şuradasın ya buradasın. Hep şartlı refleks. Af edersiniz toplum Pavlov’un köpeği gibi zil çaldığında salya sakal noktasına getirilmeye çalışılıyor. Halbuki özgür insanlarız biz arkadaşlar. Bırakın, haberi yapın, değerlendirmeyi vatandaşa bırakalım. Vatandaş nasıl değerlendirirse öyle değerlendirsin. Sizler Fethiye’de basındaki manşetlere baktığımız zaman, bu bahsetmiş olduğum siyah-beyaz ayırımından çok objektif haber yapıyorsunuz, bu anlamda hepinize teşekkür ediyorum” dedi.
Baykuş: “Dünya’nın En Stresli Mesleğini Yapıyoruz”
Başkan Saatcı’dan sonra söz alan Fethiye Gazeteciler Derneği Başkanı Osman Baykuş ise düzenlen gece için teşekkür ederek başladığı konuşmasında şu sözleri söyledi; “Fethiye’de, Muğla’da, Türkiye’de isim yapmış, marka yapmış iyi bir hatip olan Sayın Başkanımız Behçet Saatcı’dan sonra konuşmak gerçekten zor. Ben lafı fazla uzatmayacağım. Çok zor bir görev yapıyoruz. Zor şartlarda, zor dönemde görev yapıyoruz. Dünya’nın en stresli mesleğini yapıyoruz. Bunun arasına da bu şekilde 10 Ocak gibi, 24 Temmuz gibi özel günlerde hep birlikte olup, birazcık stres atıyoruz. Birazcık eğleniyoruz. Bu nedenle başta Başkanım Behçet Saatcı olmak üzere, çalışma ekibine, bu ortamı bize hazırlayan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Gecede gazetecilik mesleği ve gece ile ilgili bir konuşma yapan Fethiye Basın Camiası’nın duayen isimlerinden Erdal Orhan, Başkan Saatcı’ya övgüler yağdırdığı konuşmasında, gazetecilik mesleğinin genel durumu ve büyükşehir yasasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Erdal Orhan ” Saatcı’yı Kutluyorum”
“Belediye demek, çer çöp demek. Başkanın bir fotoğrafını hatırlıyorum, parklarda ot yoluyordu. Çünkü büyükşehir yasasından sonra belediye başkanları ancak ot yolar hale getirildi. Bütün bunların üstünü aşıp, sosyal konuları, ülkenin acılarını, toplumun acılarını pervasızca ve korkmadan dile getiren Sayın Saatcı’yı gerçekten kutluyorum” diyerek konuşmasına başlayan Erdal Orhan, 2015 yılıyla ilgili rakamlar verdi. “2015’te bir yerlerin talimatıyla 774 gazeteci işten çıkarıldı. 156 gazeteci gözaltına alındı. 234 dava açıldı. Bunlardan 32’si tutuklu. Gazete merkezleri dahil 70 gazeteciye saldırı yapıldı.” diyen Orhan, Başkan Saatcı’ya duruşuyla ilgili teşekkür etti. “Ben Fethiye’de bir çok aydın tanıyorum. Hem Belediye Başkanı olup, hem aydın olmak, her türlü seçmenden oy alıyorsunuz. Niye geliyor diyenlere bir şey söyleyeyim. Hürriyet Gazetesi’nin basılmasına Fethiye’de karşı çıkan tek ses Behçet Saatcı olduğu için, bu 10 Ocak bayramında tutuklanan gazetecilerden söz ettiği için oy almıştır. Helali hoş olsun. Bir kitap geçti elime. Silivri’de yatan Atatürkçü generallerden birisi. İnsan cezaevine girince toplumla bağı kesilir, unutulur. Herkes onu unutmak ister. Ben Mamak’ta yatarken, kendi öz akrabalarım bize bulaşır diye Ankara sınırlarından geçmediler. Silivri’ye, Fethiye Belediye Başkanı resmi makamındayken mektup yazmış, Behçet Saatcı’nın mektubu o kitapta yayınlanmış. Cezaevinde yatana sahip çıkmaya yürek ister.” diyen Orhan, Fethiye’li genç gazetecilere de tavsiyelerde bulunarak “Şimdi buradaki gazeteci arkadaşlarından ricam var. Şu anda Silivri’de tutuklu 32 gazeteciye lütfen yarın mektup yazın. Cumhuriyet Gazetesini, Can Dündar’ı beğenmiyorsanız, Ankara Temsilcisi’ni beğenmiyorsanız, Zaman Gazetesi’nden tutuklu arkadaşlara yazın. Onu beğenmiyorsanız, Milliyetçi Hareket Partisi çizgisindeki milliyetçi arkadaşlara yazın. Ama mutlaka meslektaşlarınıza yarın yazı yazın.” dedi. Konuşmasının son bölümünde büyükşehir yasasına ayıran Erdal Orhan, yasayla ilgili özeleştiri yaparak “Dünya’da en kolay şey eleştiri yapmaktır. Ama eleştirinin içine kendi suçunuzu katmazsanız kimse sizi ciddiye almaz. Bakınız, Osman Nuri oğlu Erdal Orhan dahil. Bir hata yaptık. 3 yıldır Fethiyeli aydınlar olarak, gazeteciler olarak bir hata yaptık. O kadar uyarılara rağmen kendi özerkliğimiz adına, kendi imar planlarımız adına, kendi ekonomimiz adına büyükşehir yasasına karşı direnmedik.” dedi.
Orhan’dan sonra söz alan Fethiyeli radyo sahibi ve program yapımcılarından Saadet Ecehan, gece ile ilgili mutluluğunu dile getirerek, “Bu meslekte çok eskiyiz. Biz daha önceleri böyle biraya gelmiyor, birbirimizi doğru dürüst tanımıyorduk. Bizleri seçildiğinden beri hep bir araya getiren, rekabetin yanında bizlere birlikte olmayı, birlikte hareket etmeyi öğreten Başkanımıza yürekten teşekkür ediyorum.” dedi. Konuklarla geçmiş günlerden anılar paylaşarak konuşmasını sürdüren Ecehan, Fethiye Basını ile ilgili yazdığı şiiri okuyarak konuşmasını tamamladı.
Son olarak söz alan Fethiye’li köşe yazarlarından Güngör Berk, gece için Saatcı ve ekibine teşekkür ederek, konuşmasında Türkiye’de basın mesleğinin icrasının zorlaştığının altını çizdi. Konuşmasında Türkiye’de basın üzerinde yoğun bir iktidar baskısı olduğunu belirten Berk, tüm gazetecilere zorlu görevlerinde başarılar diledi.
Konuşmalarında ardından geçen senelerde düzenlenen gecelere istinaden eğlence yapılmayan basın gecesi, türküler eşliğinde sohbet ortamında devam etti.
Haber/Foto: Gülyüz Yurdagül Sırt – Bahadır Konuk