YAZARLARLA RÖPORTAJ / HAKAN BİROL SORUYOR
KIYMETLİ YAZARLARIMIZ CEVAPLIYOR
www.hakanbirol.com
Merhaba değerli okuyucularımız. Her hafta bir yazarla röportaj köşemizde bu hafta akademik kitaplarıyla tanıdığımız “Prof. Dr. Nagehan Uçan Eke” var.
Merhaba Nagehan Hanım, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kendiniz ve ilgi alanlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Merhaba. Ben de okurla yazarı buluşturan köşenizde yer verdiğiniz için size teşekkür ederek sözlerime başlamak isterim. 2004 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Aynı yıl öğretim elemanı olarak akademik kadrosuna dâhil olduğum Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde lisansüstü eğitimimi tamamladım. 2018 yılında Klasik Türk Edebiyatı bilim alanında Doçent, 2024 yılında da Profesör ünvanı aldım. Bir akademisyenin olmazsa olmazları tanınmış yayınevlerinden çıkan kitaplarım, kitaplarda bölüm yazarlığım, ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makalelerim ve yine ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılarda sunduğum bildirilerim bulunuyor. Aynı zamanda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi bünyesinde yayımlanan ve kurucusu olmaktan gurur duyduğum hakemli bitig Edebiyat Fakültesi Dergisi’nin Baş Editörlüğünü yürütüyorum. Akademik sahada Klasik Türk edebiyatı metinlerine gelenekselin yanı sıra modern yaklaşımlarla ilgili çalışmalarımı sürdürürken idari boyutta da Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı görevimi yerine getirmeye gayret ediyorum. En sevdiğim rollerimden biri ise şüphesiz İdil Beren ve Ege Kerem’in annesi olmak… Onları çok seviyor ve zaman zaman iş yoğunluğum nedeniyle kendilerinden çaldığım zaman için burada onlardan özür dilemek istiyorum.
“Suyun Hafızası” kitabınızdan bahsedecek olursak eserinizde okuyucularımızı neler bekliyor?
Suyun Hafızası: Postmodern Anlatı ve Gelenek, Murathan Mungan’ın Hamamname’sinde Geleneğin Yansımaları Haziran 2021’de Kesit Yayınları’ndan neşredildi. Bu çalışmada Murathan Mungan’ın Hamamname adlı eserinde geleneğin izini sürdüm. Murathan Mungan, Ağustos 2020 basım tarihli Hamamname’de Osmanlı’nın son birkaç yüz yılındaki İstanbul’a, hamam başta olmak üzere su etrafında şekillenen yazılı ve sözlü kültüre odaklanır. Anlatı; Esma Sultan, Patrona Halil gibi tarihî şahsiyetlerle birlikte hikâyeleri cılız kalan isimsiz kişilerin de geçmişten günümüze yankılanan sesi olur. Satırlar çeşme, sarnıç ve hamam gibi suyla ilgili mekânların kuytusunda ilerler. Eserin merkezindeki “Su Cini” zaman ve mekânları aşabilecek yeteneğe sahiptir ve elimizdeki metin, onun ağzından dökülen birbirinden kopuk kesitlerden oluşur. Ben de M. Mungan’ın attığı düğümleri izleyerek ipin ucunu, kaynağını, işlevini açığa çıkarmaya ve yaklaşık bin yıllık Klasik Türk edebiyatı geleneğinin panoramasını sunmaya çalıştım. Bunu yaparken postmodern edebiyatın sıkça başvurduğu ve Hamamname’de geniş yer tutan metinler arası bağlantıları açığa çıkardım diyebilirim.
Akademik kitaplar ve popüler kültür kitapları arasındaki ayrımı okuyucularımıza nasıl açıklayabilirsiniz?
Öncelikle, yazılma amaçları ve hedef kitleleri farklı… Bilindiği gibi akademik neşirler genellikle konuyla ilgili derinlemesine incelemeler, araştırma bulguları, teorik tartışmalar veya pratik uygulamalar içerir. Bu nedenle akademik camiada yaygın olarak başvurulan bu tür yayınlar daha fazla araştırma için bilgi ve referans kaynağı olarak hizmet ederler. Ancak “popüler kültür” kitabı diye bir tanımlamayı şahsen uygun bulmamakla birlikte şunu söyleyebilirim. Öncelikle, bildiğiniz gibi popüler kültür “büyük bir kitle tarafından benimsenen, toplumun büyük bir kesiminin ilgi alanlarını, beğenilerini ve değerlerini yansıtan gelip geçici bir kültür”dür. Popüler, “halka ait olan” anlamına gelirken zamanla “pek çok kimse tarafından tanınmış, kabul görmüş” anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Bu da hedef kitlesini işaret eder ki bu tür eserler zaten bu doğrultuda daha çok estetik haz uyandırmak maksadıyla ve çağın gereksinimleri dikkate alınarak kaleme alınırlar. Bir diğer fark da şüphesiz eserlerin dil ve üslûplarıdır. Akademik yayınlar nesnel ve bilimsel bir dille kaleme alınırlarken popüler neşirler tercihen edebî bir dil ve üslûpla yazılırlar.
Nasıl bir ortamda yazıyorsunuz? Sessiz bir ortam ya da sevdiğiniz müzik eşliğinde? Yazarken olmazsa olmazlarınız var mı?
Her ortam ve şartta yazabiliyorum sanırım ancak çoğunlukla kütüphanemde masa başında yazmayı severim. Bir de kitap ve Türk kahvesi kokusu beni ayrıca yazmaya teşvik eder. Klasik bir cevap oldu belki ancak bir Klasik edebiyatçıda eğreti durmaz sanırım.
Dijitalleşmenin “edebiyat”a etkisi nedir? İyi ve kötü yanlarını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim neslim kitap kokusu ile kütüphane ile yakından tanış… Şahsen hatırı sayılır bir fizikî kütüphaneye sahip olmakla birlikte kaçınılmaz şekilde dijital kütüphanem de bir o kadar zengin… Çağ neyi gerektiriyorsa ona uyum sağlamak işleri kolaylaştırıyor. Bence dijitalleşme edebiyatın içeriğini ve kalitesini olumsuz mânâda etkilemiyor. Aksine haberleşmeyi hızlandırması ve her an her yerde ulaşılabilir olması avantajları… Bunun dışında ise kitaplar rahatlıkla indirilip taşınabilir cihazlarda arşivlendiği için yazar, akademisyen ve ilgililerin kaynaklara daha rahat ulaşımının sağlanması büyük bir nimet. Bunun yanı sıra dijital sözlükler ve ansiklopediler de işimizi oldukça kolaylaştırıyor. Bir bibliosmia yani bir kitap kokusu sever ve hâlâ kitap okurken satır altlarını çizen biri olarak yine de dijitalleşmeyi destekliyorum.
Yapay zekâ inanılmaz bir hızla gelişiyor. Sizce bu gelişim edebiyat dünyasını nasıl ve ne kadar etkileyecek?
Kabul etmek gerekir ki yapay zekâ, hayatımızın her alanını umduğumuzdan çok daha hızlı ve derin bir şekilde tesiri altına aldı. Ancak, kültür ve sanatla olan ilişkisi genellikle gözden kaçırılan bir konu. Yapay zekâ tabanlı yazılımlar günümüzde edebiyat alanında da üretici süreçleri desteklemek için kullanılıyor. Örneğin üretimlerinin sanat olup olmadığı tartışmalı olsa da şiir ya da hikâye yazan yapay zekâ programları olduğunu biliyoruz. Yapay zekânın sanatla ilişkisi sadece üretici süreçleri desteklemekle de kalmıyor. Nitekim aynı zamanda sanat eserlerinin ve kültürel içeriğin daha geniş kitlelere erişimi de bu sayede kolaylaşıyor. Buna bir de yapay zekâ dil desteği eklendiğinde edebiyattaki çeviri faaliyetleri de bundan nasibini alıyor. Böylelikle edebî eserlere yapay zekâ aracılığıyla dijital platformlarda daha kolay erişilebiliyor ve farklı dil ve kültürlere ait eserleri rahatlıkla keşfetme imkânı buluyoruz. Ben yine de özellikle etik konusunda yapay zekâ platformlarının dikkatli kullanılması gerektiği kanaatindeyim.
Sizi en çok etkileyen yazarlar hangileri, en çok kimleri okuyorsunuz?
Osmanlı sahası Klâsik Türk edebiyatı araştırmacısı olarak geleneğin takip edilmesi ve klâsiklerimizin öncelikli olarak okunması gerektiğini söyleyebilirim. Örneğin Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un Kara Kitap romanının, XVIII. yüzyıl şairimiz Şeyh Gâlib’in Hüsn ü Aşk mesnevisi okunmadan anlaşılmasının mümkün olmadığını, bunun gibi gelenekten beslenen çağdaş birçok şair ve yazarı anlamanın yolunun geleneği iyi bilmekten geçtiğini hatırlatmak isterim. Bu doğrultuda severek her türden eserini takip ettiğim Murathan Mungan’ın Hamamname’si hakkında yeni nesil okuyuculara ipuçları da veren Suyun Hafızası, Postmodern Anlatı ve Gelenek (Murathan Mungan’ın Hamamname’sinde Geleneğin Yansımaları) adlı bir kitap yayımladım. En çok kimi okursunuz sorusunun cevabına gelince, kimi söylesem diğerine haksızlık etmiş olacağımı düşünürüm ve hem doğudan hem batıdan her türden eseri ve yazarı mümkün mertebe takip etmeye çalışan kendi çapında iyi bir okur olduğumu söyleyebilirim.
Bir yazar olarak yazdığınız ve okuduğunuz yazılarda en çok önem verdiğiniz değerler nelerdir?
Akademik yazılar bağlamında düşünecek olursak bu soruya kesin olarak cevabım “etik ilkeler” olur. Özellikle atıf verme ve kaynaklara ulaşma konusundaki sıkıntılar ne yazık ki hepimizin ortak ve büyük problemi.
Değerli Nagehan Hanım, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yeni eserlerinizi de okuyabilmek dileğiyle…
Ben de bana ve çalışmalarıma yer verdiğiniz ve güzel dilekleriniz için teşekkür ederim.