Dünya Avukatlar Günü nedeniyle Fethiye’de; Beşkaza Meydanı Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. Törene; Muğla Barosuna bağlı Fethiye’de görev yapan avukatlar katıldı. Avukatlar Günü töreninde konuşan Muğla Barosu Fethiye Temsilcisi Fatih Taşer, avukatların Türkiye genelinde karşılaştığı sorunların yanı sıra avukatların Fethiye’deki sorunlarını da gündeme getirip bu sorunların dikkate alınıp çözümlenmesini istedi. Hukukun üstünlüğü, bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda kaygı verici bir durumdayız diyen Fatih Taşer “110 ülke arasında 101. Sıradayız” dedi.
Dünya Avukatlar Günü nedeniyle Muğla Barosu Fethiye temsilciliğine kayıtlı avukatlar Beşkaza Meydanı Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törene katıldı. Törende Muğla Barosu Fethiye Temsilcisi Fatih Taşer, Atatürk Anıtına çelenk sundu. Törende Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşımız söylendi. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Muğla Barosu Fethiye Temsilcisi Avukat Fatih Taşer yaptı. Taşer, öncelikle Türkiye’de hukuk sisteminin yanlışlarını eleştirip, avukatların sorunlarını anlattı. Muğla Barosu Fethiye Temsilcisi Avukat Fatih Taşer, Fethiye’deki avukatların da temel sorunlarını anlatıp, avukat sayısının ciddi şekilde arttığını ayrıca adalet binasının yetmediğini, parça parça binaların yanlış olduğunu, eski cezaevi yerine yapılacak binadan vazgeçilip mevcut adalet sarayının karşısındaki geniş alana yapılması için öneride bulundu.
“BAĞIMSIZLIK VE GÜVENCEDEN YOKSUN YARGI, YARGI OLAMAZ”
Konuşmasına bağımsızlık ve tarafsızlık vurgusu yaparak başlayan Taşer, “Bir ulusun hak anlayışı olarak da tanımlanan hukuku gölgeleyecek düzenlemeler, bağımsızlık ve güvenceyle birlikte olamaz. Yargı bağımsızlığının amacı, her türlü etki, baskı, yönlendirme ve kuşkudan uzak kalınarak adaletin dağıtılacağı güven ve inancını yerleştirmektir. Bağımsızlık, devletin, Anayasa’nın, insan onurunun koruyucusu olan yargının seçkin niteliğidir. Bağımsızlık ve güvenceden yoksun yargı, yargı olamaz. Bu değerlendirmeler Anayasa Mahkemesi’ne aittir. Bu son derece yerinde tespitler ışığında değerlendirdiğimizde, Anayasanın 138 ve 139. maddelerinde belirlenen Mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik ve savcılık teminatı ile ilgili ilkelerin çok uzağında kalındığını hatta Anayasanın bu ilkelerinin neredeyse terk edildiğini,
yürütme erkinin hukuksal ve anayasal her türlü denetimden uzak olan bir konuma geldiğini, bu durumun ise hukuk devleti açısından son derece tehlikeli bir gelişme olduğunu söylemek zorundayız” dedi.
“TÜRKİYE 101’İNCİ SIRADA”
Türkiye’nin, hukukun üstünlüğü, bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda 110 ülke arasında 101’inci sırada olduğunu ve bunun kaygı verici bir durum olduğunun altını çizen Taşer şunları söyledi: “Yargıya güven tarihimizin en alt seviyelerindedir…. En yetkili ağızlar, Yargının en üstünde bulunan kişi ve kurumlar yargıya güvenin olmadığını haykırmaktadır… Son yaşanan olaylar ve Seçim Hukuku ile ilgili endişeler, çifte standartlı kararlar, İtirazların İtiraz edene göre farklı uygulamalara tabi tutulması hiç de beklemediğimiz bir sonuç olmasa gerek…. Yine Avukatların avukatlık mesleğini yaptığı için tutuklanmaları, siyasi görüşleri ne olursa olsun avukatlık yaptıkları için tutuklanmaları herhalde hiç de beklemediğimiz bir sonuç olmasa gerek…. Savunmayı Savunurken karşılaştıkları zorluklar ve hukuksuzluklar maalesef tüm çıplaklığı ile göz önündedir… Ve tüm bunlar ne söylemeye çalıştığımızı, sürekli bu yanlışları dile getirip çözüm önerileri sunmamıza rağmen bu hususta yol kat edemediğimizde görülünce ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir. Vatandaşın hakkının verildiği adaletin sağlandığı yer adliye saraylarıdır. Adliye Saraylarını süslü taşlar ile gösterişli malzemeler ile yapabilirisiniz hatta ihtişamlı binalar şeklinde de yapabilirsiniz… Ama o binaların içinden adalet saçamaz ve adil, doğru ve tartışmasız kararlar veremez iseniz işte sizin ihtişamlı binalarınız bir gün üzerinize çökecektir…”
“HUKUK; TACİR MANTIĞIYLA YÖNETİLEMEZ”
Taşer, “Türkiye’de 120.000’in üstünde kayıtlı avukat vardır. Stajyer avukat sayımız 20 bindir. Hukuk fakültelerinde 80 bin civarında öğrenci bulunmaktadır. Her Yıl 12.000 ile 15.000 kişi Hukuk Fakültelerine alınmaktadır. Adeta BİM ŞOK A101 MARKETLERİ gibi her ile ve ilçelerde bile Hukuk fakülteleri açılmış ve açılmaya da devam etmektedir. Hukuk; tacir mantığıyla yönetilemez. Buda Liyakatlı Hukukçu yetiştirme sorunun doğurmaktadır… Beş yıl sonra avukat sayısı 220 bini bulacaktır… Avukatlık stajına kabul ve avukat sıfatını kazanma, sınava bağlanmalıdır” dedi.
“FETHİYE’NİN 2. BÖLGEDEN 1.BÖLGE OLMASI ELZEMDİR”
Fethiye’nin birinci bölge olması gerektiğini ifade eden Taşer; “Fethiye’miz Hukuki İnterlantı düşünüldüğünde 310’dan fazla Avukat ile Hizmet vermektedir… Bu sayı her yıl 30 ile 40 arasında artış göstereceği de bir gerçektir… Hali Hazırda Fethiye’miz Avukat sayısı itibari ile 50 barodan büyüktür. Yani 50 İlin Barosundan büyük 50 İlin Adalet Sarayından büyük bir Fethiye’den bahsediyoruz. Fethiye Adliyesindeki iş yoğunluğu, görülen davaların nitelik ve nicelikleri ve diğer faktörler ile baktığımızda Fethiye’nin 2. bölgeden 1.Bölge olması elzemdir. Neden 1.bölge olmalıdır. Fethiye Ataması yapılan Hakim ve Savcıların belirli mesleki yıl ve tecrübe kazanmış kişilerden olması ve işlerin büyüklüğü, niteliği ile niceliği de göz önüne alındığında bu işlerin altında ezilmemeleri için bu hususun çok elzem olduğunu hatırlatmaktayız… Ve bugün görüyoruz ki genç hakim ve savcı meslektaşlarımız tüm özverilerine rağmen Fethiye’de bu işlerin altında ezilmektedirler…” ifadelerini kullandı.
“ADLİYENİN İTİBARI ZARAR GÖRÜYOR”
Fethiye’ye 2007 yılında yapılan Adalet Sarayının günümüzde yetmediğini vurgulayan Taşer, “Çözüm ise parçalanmış adliye değildir. Parça Parça edilmiş adliye binaları, sadece biz hukukçuların ve vatandaşların sorunu değildir. Adaletin işleyişini inanılmaz zorlaştıran bu parçalanmışlık, adliyenin itibarına da zarar vermektedir. Ve verecektirde… Fethiye’nin 20 30 yılını kurtaracak bir adliye yapılaması en büyük temennimiz dileğimiz ve mücadelemiz olacaktır… Bu vesile ile eski cezaevinin olduğu alana ek adliye yapılmasından vazgeçilmesidir… Şayet ek Bina yapılacak ise Bu bağlamda geçen sene Fethiye Belediye Meclis kararına da konu olan hemen adliyemiz altında bulunan ve 20 dönümden fazla olan kamu parsellerinin Adliye binasına tahsis edilmesi ve adaletin ve adliyenin parçalanmaması için ek binanın buraya yapılmasıdır. Tüm bu olumsuzluklara karşın hukukun üstünlüğü ilkesine olan sarsılmaz inancımızla, hak ve adaletin gerçekleşmesine hizmet etmekten vazgeçmeden demokrasiye, Cumhuriyete, hukuk devletine, bağımsız ve tarafsız yargıya ve bağımsız savunmaya inanan avukatlar olarak bu yöndeki çalışmalarımızı inançla sürdüreceğimizi bildirir bu vesile ile tüm meslektaşlarımızın 5 nisan avukatlar gününü kutlarım” dedi.
Haber/Foto: Hakan Çelikdemir


























