SEKİ ÇAYIRI İLE İLGİLİ HUKUK MÜCADELESİ SÜRÜYOR
Muğla ili Seydikemer ilçesi Seki mahallesindeki Zümrüt çayırına yapılması planlanan TOKİ konutları ile ilgili hukuk mücadelesi sürüyor. Geçtiğimiz günlerde Seki ve Çevresi Kalkınma, Dayanışma ve Kültür Derneği tarafından başlatılan hukuk mücadelesi ile ilgili bilgilendirmede bulunuldu. Yıllarca güreş sahası olarak kullanılan, çobanların mera olarak da kullandığı Seki Zümrüt çayırına TOKİ konutlarının yapılacağını öğrenen bazı vatandaşlar bu karara tepki gösterdiler. Konu ile ilgili Seki’de yapılan toplantılar neticesinde; kararın iptal edilmesi için imza kampanyası ve ardından hukuk mücadelesi başlatıldı. Seki ve Çevresi Kalkınma, Dayanışma ve Kültür Derneği yönetiminden yapılan yazılı açıklamada; kamu yararı anlayışına uygun olmadığı ve söz konusu taşınmazın TOKİ’ye bedelsiz devri; 1164 sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un öngördüğü “sosyal konut üretimi” amacını aşan, 2872 sayılı Çevre Kanununa ve 3194 sayılı İmar Kanununun planlama bütünlüğü ve kamu yararı ilkelerine aykırı, Anayasanın 56. maddesinde güvence altına alınan “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı” ile bağdaşmayan bir nitelik taşımakta olduğu iddia edildi.
“SEKİ ÇAYIRI HALKINDIR, KAMU YARARI VE ÇEVRE HAKKI İÇİN DAVA AÇTIK”
Seki ve Çevresi Kalkınma, Dayanışma ve Kültür Derneği yönetiminden yazılı olarak yapılan açıklamada şu ifadelerde bulunuldu “Muğla İli, Seydikemer İlçesi, Seki Mahallesi sınırları içerisinde bulunan 565 parsel numaralı taşınmazın, 1164 sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un Ek-4. maddesi uyarınca “arsa üretim alanı” ilan edilerek Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na (TOKİ) bedelsiz olarak devredilmesine ilişkin idari işleme karşı, Seki ve Çevresi Kalkınma, Dayanışma ve Kültür Derneği ile 100 davacıdan oluşan, bölge halkı tarafından Muğla İdare Mahkemesi’nde iptal ve yürütmenin durdurulması istemli dava Muğla İdare Mahkemesi nezdinde açılmıştır. Derneğimizin kuruluş amacı, Seki yöresinin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimine katkıda bulunmak, doğal ve kültürel varlıklarını korumak, dayanışma ve yardımlaşmayı güçlendirmektir. Bu doğrultuda, Seki Çayırı olarak bilinen ve yüzyıllardır bölge halkının ortak kullanımında bulunan tarımsal ve ekolojik değeri yüksek alanın korunması, derneğimizin asli sorumlulukları arasındadır. Dava konusu işlem; ne dar gelirli vatandaşların konut ihtiyacına yönelik somut bir gerekliliğe, ne de planlama ve çevre hukukunun öngördüğü kamu yararı anlayışına uygundur. Aksine, Seki Çayırı’nın ekolojik bütünlüğünü, su kaynaklarını ve tarımsal üretim kapasitesini tehdit eden bir yapılaşma baskısı yaratmaktadır. Söz konusu taşınmazın TOKİ’ye bedelsiz devri; 1164 sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un öngördüğü “sosyal konut üretimi” amacını aşan, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun planlama bütünlüğü ve kamu yararı ilkelerine aykırı, Anayasa’nın 56. maddesinde güvence altına alınan “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı” ile bağdaşmayan bir nitelik taşımaktadır. Derneğimiz, yalnızca bir mülkiyet devri işlemine değil; Seki halkının yaşam alanlarını, meralarını ve ortak geleceğini ilgilendiren bir çevresel ve toplumsal karara karşı hukuki yollara başvurmuştur. Bu dava, Seki’nin doğal, kültürel ve kırsal dokusunun korunması kadar, yerel halkın karar süreçlerine katılım hakkının da savunulması anlamını taşımaktadır. Bizler, Seki halkı olarak; geçmişten bugüne ortak yaşam kültürümüzün simgesi olan Seki Çayırı’nın, rant veya plansız yapılaşma değil; kamusal yarar, çevre hakkı ve adil paylaşım ilkeleriyle korunması gerektiğine inanıyoruz. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız” denildi.
