SABIR VE İMTİHAN
Kur’an-ı Kerim de “Ey mü’minler, sabredin, sebatkâr olun, müteyakkız olun ve Allah’tan sakının ki; kurtuluşa eresiniz.” (Al-İmran suresi 200) buyurulur.
Hayat, Musibet ve hastalıklarla temizlenir, mükemmel hale gelir, kıymet ve değeri anlaşılır. Hayatta esas olan sıhhattir. Hatta insan, maddi manevi verimsizdir. Ama bazen sıhhat de hastalıktır. Güçlü kuvvetli oluşumuz bizi rahata, rehavete, sarhoşluğa, ahlaksızlığa ve inkâra götürüyorsa gerçek hastalık işte budur.
Bu manevi hastalıklardan Allah’a sığınacak, dünyanın bir imtihan hizmet yeri olduğunu lezzet ve ücret yeri olmadığını, mülkün hakiki sahibi Allah olduğunu, dilediği gibi tasarruf hakkına sahip bulunduğunu düşünerek, bütün bu hastalıkların iman zaafından meydana geldiğini, kurtuluşunda ancak takviye iman ile mümkün olacağını, kabullenmemizle gerçekleşecektir.
Mü’min çok kontrollü bir hayat yaşamalı ve nefsinin arzularına, şeytana ve hasımlarına karşı devamlı tetikte ve uyanık bulunmalıdır. Zira Kur’an: “ Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizin yaptığı işler yüzündendir. Allah hatalarınızın birçoğunu da affeder.” (Şura suresi 30) Musibetin, bize kazandıracağı neticeyi iyi düşünmeliyiz.
Dünya bir okul, hayat ise bir imtihandan ibarettir. Ruhlar âleminden yola çıkan insan, Ana rahminden, çocukluktan, gençlik ve ihtiyarlıktan, berzah, mahşer, hesap, mizan ve sırattan geçerek mükâfat ve cezanın verileceği, rütbelerin sökülüp takılacağı, yüzlerin ağarıp kararacağı sonsuz ve ebedi âleme namzet bir yolcudur.
Kabir ötesi hayatı belirleyecek en büyük imtihan dünyada olandır. İmtihandan, kontrolden geçmeyen bir şeyin sağlam mı, çürük mü, sadık mı, kazip mi olduğu belli değildir. İmtihanlar seviyeye göre farklı farklıdır. Talebe ile öğretmenin, er ile generalin, memur ile amirin imtihanı bir değildir.
Onun için Hadisi şerifte ; “Belaların en şiddetlisi enbiya’yı izam efendilerimize, sonra evliyayı kiram efendilerimize, sonra da seviyelerine göre diğer mü’minleredir.” Buyruluyor. Hz. Âdem (a.s)in zellesi, Hz. Nuh (a.s)un tufanı, Hz. İbrahim (a.s)in ateşi, Hz. Yusuf (a.s)un kuyusu ve zindanı, Hz. İsa (a.s)nın çarmıhı ve insanlığın iftihar tablosu Hz. Muhammed (a.s)in kovulması, dövülmesi, başının yarılıp dişinin kırılması, yurdundan yuvasından edilmesi ve her türlü hakarete maruz kalması.
Bütün bunların bize örnek olmaları, musibetlerin manalarını anlatmaları ve bize hayatımızın gayesini, fıtratımızın neticesini hatırlatmaları itibarıyla büyük imtihanlardır.
“And olsun sizi korku, açlık, mallarınızdan canlarınızdan ve ürünlerinizden eksiltmek gibi şeylerle deneriz; sabredenleri müjdele.” (Bakara suresi 155)
“And olsun biz sizi deneyeceğiz ki, içinizden cihad edenleri (güçlüklere) sabredenleri bilelim…” (Muhammed suresi 31)
“İnsanlar yalnız ‘inandık’ demekle hiç sınanmadan (imtihana tabi tutulmadan) bırakılacaklarını mı sandılar?” And olsun biz, onların öncekilerini sınadık. Elbette Allah sınayıp doğruları bilecek, yalancıları bilecektir.” (Ankebut suresi 2-3)
Görülüyor ki, hayat devam ettiği müddetçe insan, sürekli imtihandadır. En ağır şartlar altında hangi cins imtihan olursa olsun, kurtulmanın, zararsız o işten sıyrılmanın çaresi SABIR’DIR. Uyanık olup tehlikelere karşı tedbirli, temkinli olmaktır. Onun için musibete kaşı sabır, günahlara karşı direnmede sabır ve ibadet üzere ısrarda sabır göstermek gerekir.
Her gün beş vakit namaz, senede en az bir ay oruç, muayyen miktarda zekât ve kulluğa karşılık diğer bütün emirler, ancak sabırla yerine getirilebilir. Bunlar, insan ömrünü disipline eder ve ötelere göre bir boya çalar. Böyle bir hayat, bütünüyle nuranilik çizgisinde geçer; ömür bereketlenir ve cenneti semere verir. Onun için insan, dişini sıkacak, ibadetler üzerine sabredecek ve böylece hayatını ışıl ışıl nurlandıracaktır.
Sabır ve sadakat ancak imtihanlarla belli olur. Her türlü imtihan karşısında, Allah kapısından ayrılmayanlar ve orada kalmaya kararlı olanlar ve kapının her açılıp kapanışında, başı kapının eşiğinde bekleyenler bu imtihanı kazanmış olacaklardır. Az bir sıkıntı ile yol- yön değiştirip, kapının önünden ayrılanlar da kaybetmiş olacaklardır.
Allah’ın Selam’ı, Rahmeti, Mağfireti ve bereketi üzerinize olsun…


















