KENDİLERİNİN VAZGEÇİLMEZ OLDUKLARINI DÜŞÜNENLERİMİZ VARDIR YA HANİ!
Bilgi birikimimiz, donanımımızla birlikte, eylemciliğe de şerbetliyizdir. O nedenle de örgütsel bağımızın olduğu kişilerle bir araya geliverdiğimizde yaşanılanları sormayın gitsin; ille de güncele ilişkin konuşur, söyleşiriz.
Geçen hafta içinde bir düğüne katılmıştık ki orada Sakar Altı bir vekilimiz, eski vekillerimiz, Mülkî Yöneticimiz ve Belediye Başkanımız, Belediye Meclis Üyelerimiz ve de İlçe Başkan ve yöneticileri de yer alarak düğün sahiplerini onurlandırmışlardı.
Çalış da ki o düğünde, eşim, ben, Kadın Kolu Başkanımız ile yönetiminden birileri ve eşleriyle orada ayrı bir masadaydık. Çalgının çenginin henüz ortalığı inletmediği, görece dinginliğin olduğu saatlerde yeni tanıştığımız beyefendilerle güncele ilişkin konuşmaya dalıvermiştik.
O konuştuğum beyefendi Karadenizli kökenli; mühendisiymiş. Eşi de eğitimci emeklisi.
Hep olduğu gibi bizim konuşmamızda da kendimizi, örgütümüzü, o yöndeki gidişatı konuşmadan durur muyuz? Mühendis beyefendi bir zaman yönetime ilişkin, eleştirilerini sıraladılar.
O saydıkları, eksik gedikleri ilk kez birilerinden işitmiyordum. Beni, değişimci, dönüşümcü olarak yaftalayan –niteleyen değil- bir başka tanıdık, sözde dava arkadaşımızın düşünceleri de şaşılacak derece o doğrultudadır. Şimdilerde örgütsel bağını da bırakmış olmayı yeğlediğinden uzun uzun gidişatımızı eleştirir; değim yerindeyse Genel Merkezi topa tutup bombalar durur. Genel Başkanımızın da –hangi akla hizmet ediyorsa artık- “Taşeron” olarak yaftalar. Bilgi kaynağını elbet bilmiyoruz.
Yeni tanıştığımız mühendis beyefendi de, o ortalıkta sokak ağzıyla dillere pelesenk edilip durulan eş tanılamalarda bulunuyor. Onca seçim kaybetmiş –kazanamamış demiyor- bir Genel Başkan çoktan o görevinden çekilmesi gerekirmiş.
Bir önceki Genel Başkan’a da verip veriştiriyor. Şimdilerde yaşanan değişim dönüşümle örgüt önde gelenlerimizden Atatürkçü ve Cumhuriyetçi olanlar sözde dışlanmışlar. Artık Atatürk dillerden düşmüş, anılmaz olmuş. Hele o İstanbul İl Başkanı hatun ise büsbütün ayrı telden çalıyormuş; gelin de siz inanın.
Sizler de bilirsiniz ki Genel Başkan değişiminde eskilerde bir çalışma isteksizliği olur. O boyuta hainlik denmese bile anlaşılır bulunur. YeniGenelBaşkanveekibicanlabaşlaseçimlereasılırkenbiröncekilerinpek de parmak oynatmadıkları gözlerden kaçmaz ama eleştirisi de yapılır.
Eğer ki Genel Başkan ve ekip arkadaşları son yapılan Yerel Genel Seçimler’ de başarılı olamasalardı Kızılca Kıyamet zaten kopacaktı.
Şimdi durup düşünelim; o Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve Ulusalcı olarak kendilerini tanımlayan Örgütün Tepe Meclis Üyesi, İl Başkanı; iki, üç dönemdir belediye başkanlıklarında bulunup da o adaylıkları için arsızca bastırmış olanlara ne diyelim? Kendilerinin, örgütün varlık nedeni ve de ilerisi için umut oldukları kanısı baskın düşünce ki vazgeçilmezliklerini bile sorgulatmıyorlardı. O kişilerin, aynı Merkez Karar ve Yürütme-Örgüt Meclis Üyeliği ile özellikle Belediye Başkanlık adaylıklarına gösterilmeyip çizik yediklerinde(!) nasıl da çadırı bir bir terk edip gittiklerini gördük! Hani örgütün temel ağır taşları, demirbaşlarıydılar? Sanılır ki onlar, örgütlerininbaşarıyükseklikçitasınıülkeyiyönetecekkerteyegetirmeküzeriydiler de önleri kesilmişti…
Ülke gündemi yangın yeriyken, yurttaşlarımız yaşamsal boyutta sıkıntılar içindeyken, yok efendim Mustafa Kemal, Gazi deniliyormuş da, bilinçle Atatürk denmiyormuş savlarıyla yapay(!) gündemimiz bile oldu! İçlerinde bilmem kaç yıldır Örgüt Tepe Meclis Üyeliği’nde(!) bulunan yaşlı başlı Prof. da vardı. Hatta aynı kişi tepkiyle Genel Başkanlık yarışına bile kalkışmış idi. Bir de sözüm ona o başat başlık sarmalında televizyonlar de canlı tartışma oturumluk atılımcıları da azıcık dinleyip geçivermiştik. Çünkü gündem o gündem olmamalı düşüncesindeyizdir; kim ne kadar haklı merakıyla da olsahavandasudövmekleeşdeğerbirçeneyarıştırmayapabuçbırakamazdık.
Seçimlerde yurttaşlarımız sorunlara açık seçik çözümler beklerken, siz, yavan, kuru, eskimiş basmakalıp önerilerle hâlâ alanlar da söylev mi çekeceksiniz?
Geçin ceme hep başattır. Gerisi sonra gelir.
Biliyorum; ülkemiz fiili olarak yangın yeridir; o boyutta halkımız da canını dişine takmıştır; içimizden ne kahramanlar da çıkmıştır; ortalık henüz durulmamıştır; gidişatın elbet ayırdın dayım; izliyorum.
Herkese iyi haftalar, orman yangınlarından kurtulun muş günler diliyorum…