GEDRE-NİF YÖRÜK ŞENLİĞİ
Gedre(Nif) izim orada yaylacı olduğumuz yerdir. Fethiye’ye geldiğimizden bu yana birçok yeri gezmişliğimiz olmasına karşın, hoşluğu karşısında dilim tutulmuş gibi bir ilgi duyduğum yer oluverdi.
Bu seneye gelinceye kadar bayağı bir zaman geçip gitmiş; ne de hızlı ilerliyor günler.
Ali Arsal Nif’li bir yurttaşımızdırlar. Eğlenceyi sever. Katılımcı olmayı yeğlediği açık, seçik biridir. Yakın arkadaşlarıyla, bir araya gelerek, yörede, geçmişte gerçekleştirdikleri o günkü etkinlikleri, geleneksel nitelik kazanarak, ardı sıra, günümüzdeki şenlik olup çıkmıştır. Söylenenler böyledir.
O Gedre adlı mahalle, Çal Dağı’nın güney dibinde yer alır. Orası, yöre kişilerinin belirttiklerine göre, üç bin dönüm genişliğinde, bin metre rakımlı, kapalı bir havza ovaya sahiptir. Gedre, Nif Muhtarlığı’nın merkezinden sonra, sayıları on yediye varan, değişik çeşitlilikteki mahalleleri arasında en büyük yerleşim yeridir. Gedre mahallesi de, toplu olan ova kıyısı asıl yerleşiminin yanı sıra, küçük küçük, ilginç, hoş mahallere sahiptir.
Asıl önemli olan boyut ise, buradaki ailelerin, kendilerinden önceki ataları gibi halen hayvancılığı sürdürürler. Özellikle keçi sürülerine sahiptirler. O hasadı yapılmış, küçük ova ve yol boyunca özgürce otlayan sığır sürüleri de ortalıkta boy gösterirler.
İşte bu yöre halkı sürdürdüğü yaşam biçimiyle Ali Arsal ve yakın arkadaşlarının öncülük ettiği Yörük Şenliği’ni önemsemektedirler. Şenliğin on üçüncüsü yapılıyormuş. Değişik yöre ekipleri de yine katılımcı idi. İlgili giyim kuşam boyutuna, el işi, göz alıcı renk, bezeme görselliklerinin daha da artırılmış olduğu göze çarpmaktadır.
Şenliğin gündüz bölümü oldukça hareketli geçti. Önceki etkinliklerin hoş yarışma oyunları bu kez çok değildi. Yerel, eski oyunların artık katılımcıları yoktu.
İlk başlardaki şenliğin düzenlenmesine bizler de destek verdik. Hazır sahne, ışık, ses düzeni olan TIR aracının ilk kez oraya, şenliğe getirtilmesine önayak olmuştuk.
Orada bulunduğum kısa süre içinde, akademik bir kişiyle de tanıştım.
O kişi, yıllar öncesi, dört yıl Fethiye’de kalmış. Turizm-Ticaret Meslek Lisesi’nde eğitimciymişler. Şimdilerde ise Ankara’da yaşıyorlarmış. İki oğlu doktor olarak yurt dışındaymışlar. Eşi de kalp doktoruymuş. Kendileri ise Prf. olmuşlar. Ortalığın gürültüsünün izin verdiği kadarıyla kendileriyle biraz söyleştik. Gelinen ülke gidişatı aşamamıza da kısaca değinip irdeleyiverdik.
Kendileri, daha 1970 yıllarda, ilk Yörük-Türkmen Dernek kurucu ve araştırmacılarından olmuşlar.
Belirtmesem olmaz; Gelinen bugünkü aşamadan, kendileri de, bizler gibi oldukça hoşnutsuz olduklarını gizlemiyorlardı.
İlginçtir; Prf.umuz, zamanında S. Demirel’e, T. Özal’a danışmanlık da yapmışlar. Şenlik yerinde karşılaşıp tanıştığım ve bir süre konuştuğum bu akademik kişinin, böylesi bir boyutu da vardı.
Ortalıkta çok da kalamadık. Zaten de akşam döndük.
Herkese iyi haftalar…
Not: 1-Şenliğin yapıldığı alandaki eski Çal İlkokulu’nun, yıkılarak yerine baraka türü bir sosyal tesis yapılmış olması, içimde bir burukluğa neden oldu. Yükseltilmiş beton alan ise, yerin bütünselliğine ket vurmuş. Okul yıkılmadan da sosyal tesise dönüştürülse daha iyi olurdu, diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. O kocaman metalik yazı ise, hiç yakışık almamış görünüyor.
2- Yakınımızdaki dere yatağı yolunda yürüyüşe kalkıştım. Elimde bir çuval dolusu çöple döndüm.