GECE YARISI GELEN İKİ AYRI TELEFON VE BİR DİPLOMALI BAŞKAN
Sonuçlarıyla olduğu kadar, sayım-döküm sürecinin sineye çekilip kabullenilmesinde yaşanan aymazlıklarıyla da uzun zaman belleklerimizden kolay kolay silinip gitmeyecek bir genel yerel yönetimler seçimi dönemi yaşadık. Halen de süreç sonlandırılmış değil. Seçimlerin üzerinden bir ikinci haftaya daha girilmekteyken bile, seçimler sonucu çıkan seçmen eğiliminin, resmi olmayan sayım-dökümlerinin, ilgili kurulca, yaygın iletişim kanallarından bildirisi, duyurusu yapılamamaktadır.
Seçimler öncesi, bazı kaygılar da vardı. Çevremizde konuyla yakından ilgilenen bazı tanıdıklarımızın ağızlarından seçimlerin yapılmayabileceği gibi iç karartıcı sözler bile edilmekteydi. Ben, o tür ikircikli inanca sahip, üstelik bizim doğrultumuzda olan tanıdıklarımıza, kendilerine katılmadığımı açıklıkla belirttim. Bu kişiler, bundan önceki seçimler öncesi de aynı sözleri etmişlerdi.
Şimdiki gelinen aşamada da ikircikli, artdüşünceyle hareket eden, kaybetmeyi hiç hesaba katmamış yürütme-yönetim ileri gelenlerinin tavırlarına bakarak benzer umutsuzluk içine girenlerimiz yok değil. Ben, yine iyimserliğimi koruyorum; halkın sandığa yansıttığı istenci kabullenilecektir. Tersi yönde harekete kalkışmak kaos ortamına çanak tutmak olacaktır ki, sağduyu sahibi hiç kimsenin o yolu seçenek olarak düşünüp sonuçlarına katlanmayı göze alabileceklerini sanmıyorum.
Bu sürecine girilip seçimin kapıya dayandığında, bir gece yarısı telefonum çaldı. Baktım, yayladan bir arkadaş. Onunla konuşmaya başladığımızda, sürekli anlatıcıdır. Artık ne kadar başınız elverirse kendisine katlanmanız gerekecektir. Telefon açanın diyeceklerini dinlemek asıldır ya, ben de o anlayışla dinlemeye koyuldum. Kişi diyor ki, “Fethiye’de Alim, kazanacak. Osman başkan ise yeniden seçilemeyecek.” Ben de, kendisiyle aynı düşüncede olmadığımı belirtiyorum. Konuşma alıp başını gidiyor.
Pazar yerinde rastlaştığım eski sınıf ve aynı zamanda toplumsal grup arkadaşım da olan, Fethiye’nin tanınmış gazete köşe yazarı, yerel tv. sahibi, üsteleye üsteleye benzer düşüncesini, bana, ayak üstü dillendirivermişti. Başat etken halkın başkanına olan sevgisi, bir de su parası!
Bir başka seçim süreci gecesinde de yine telefonum çalmıştı. Bu kez arayan kişide telefon numaram yoktu; biliyorum. Kendileri epey bir varlıklıdır. Kahvede birlikte oyun kurduğumuz ve gidişata ilişkin düşüncelerimizi paylaştığımız biridir. İlçe seçim kurulunda, kendi yandaşı olduğu kişinin seçimi kazandığının bana cakasını satıyor. Hani tutulan takım kazandığında, karşıt arkadaşlar aranarak çene yapılır ya, sanki o türden bir yaklaşım. Ona, yandaşı olduğu kişinin, kendisini geliştireceği yerde, giderek gözden düştüğü saptamasında bulunmuş olduğum kesin. Öyle olmakla birlikte, iki genel seçim, onun taşra çalışmalarına da katılmışlığım vardır. Sonrasında ise bu söz konusu alanlardan çekilip gitti. Ortalıkta da yoktur. Bir ara karşıt kişiyi destekleyen görüntüsü iletişim ağında yer almış.
Bu seçim süreci işlerken, beni bayağı bir bozum eden olaya da değinivereyim. Kendisine bayağı bir içerledim. Halen de aklımın bir köşesinde takılı durur. İstanbul‘da bir bayan karşıt yandaş, dert yanıyor. Neymiş efendim, “eşi Büyükşehir’deymiş de, seçimi kazanan kişiyle çalışamazmış da…”. Bu sözleri de, yurt dışı gezisine çıkacak olan, tapındıkları kişiye(!), ağlayıp zırlıyarak, söylüyor. O kişi(!) de, bizlerin tepkisine neden olan, “Topal Ördek” söylem densizliği ile yandaş bayanı teselli etmeye çalışıyor. Olayın neresinden bakarsanız bakınız, bir tutarsızlık, aymazlık söz konusudur.
Kentimizle ilgili seçim boyutuna dönecek olursam, bitiriş sözlerim şunlar olacaktır.
Yaylamıza, seçim sürecinde adım atamayız, diye düşündüğümden, alan çalışmaları sırasında bizim oralara da gidileceğini öğrenince kadınların aracına ben de kapağı attım. Öylelikle ilk kez Kızılbel, Söğütlü-Meseniz mahallelerimizi de görmüş oldum. Önce Nif‘e çıkmıştık. Seçim aracımıza kılavuzluk edip Arpacık‘a, bizim mıntıkamız olan Gedre‘ye çıkılmasını sağladım. Hatta ilk kez seçim çalışanları Dalaman sınırımızda olan bizim az ilerimizdeki Yemişen mıntıkamıza kadar aracın uğramasını sağladım; kılavuzluk ettim. Oraların sakinleri de öylesi bir çalışmaya sanırım hiç tanık olmamışlardır.
Son olarak da eğitimli başkan boyutuna girip sözümü bitireyim. İlginçtir; belediye başkanlığına yüksek eğitimli bir başkanı aday gösterip seçmiş bulunuyoruz. Eşi de bir eğitimci. Her bir haneye uğranılıp kapıların çalınmasına da önderlik etmiştir. Daha ne olsun!
Seçime ilişkin diyeceklerimiz bu kadarla sınırlı değil elbet; öyle de kalamaz. Ben şimdilik bu kadarını diyebildim.
İyi haftalar…




















