Eski Bakan Bülent Akarcalı Bayramı Fethiye’de Geçirdi
Akarcalı, “Fethiye Türkiye’nin En Yaşanabilir İlçesi”
Eski Turizm ve Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı, bayram tatilini Fethiye’de motosiklet sektörünün dünya satış birincisi olan iş insanı Nuri Kıvrak’ın misafiri olarak geçirdi. Akarcalı gazetecilere yaptığı açıklamada; “Fethiye, Türkiye’nin bir numaralı ilçesi. Keşke zamanında burada yer edinseydim.” ifadelerini kullandı.
5 dönem Anavatan Partisi İstanbul Milletvekilliği yapan, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı görevlerinde bulunan Bülent Akarcalı, Fethiye’ye hayranlığını dile getirerek, ilçenin yaşam kalitesi ve altyapısıyla Türkiye’de örnek bir konumda olduğunu ifade etti. Akarcalı, “Fethiye, insanların insanca yaşadığı, dostlukların hâlâ sıcak kaldığı nadir yerlerden biri. Altyapısı öylesine sağlam ki, İstanbul’da bile benzerine az rastlanır. Burada yaşayanlar gerçekten çok şanslı. Zaman zaman bazı şikayetler olabilir ama dışarıdan biri olarak söylüyorum. Keşke burada yaşamış olsaydım” şeklinde konuştu.
Nuri Kıvrak’ı Övdü
Fethiye’de 30 yıldır motosiklet bayiliği yapan, son 10 yıldır Türkiye’de Honda motosiklet satış birincisi ve aynı zamanda dünya satış birincisi olan Kıvrak Motor’un sahibi Nuri Kıvrak’a da övgü dolu sözler sarf eden Akarcalı, “Bu başarıda ne aileden kalan servet, ne torpil var. Tamamen emekle, alın teriyle gelen bir başarı hikâyesi. Gençlerimize örnek olmalı. Nuri Bey sadece Fethiye için değil, Türkiye için de gurur kaynağıdır” dedi. Akarcalı, “Nuri Bey’in başarılı olması için ne bir vahiy geldi, ne bir torpil, ne de aileden kalan bir servet. Kendi emeğiyle, dört elle sarılarak çalıştı. Bugün bana göre Türkiye’nin en başarılı iş insanlarından biridir. Hem işinde hem de Fethiye’ye olan bağlılığıyla bunu hak ediyor. Siyasetteyken bile sık sık bana taleplerle gelirdi: “Sayın Bakan buraya şu lazım, bu lazım…” diye. Dostlarına bağlı, hizmet etmeye çalışan biri oldu hep.” diye konuştu.
“Siyasette Millete Çalıştım”
Türkiye’nin sosyoekonomik yapısına ve hukuk sistemine dair açıklamalarda bulunan Eski Bakan Akarcalı, özellikle dar gelirli vatandaşların yaşadığı borç sarmalına dikkat çekti. İcra dosyalarının sayısının milyonları aştığını ifade eden Akarcalı, bu durumun yıllardır göz ardı edildiğini kaydetti. Akarcalı, “Ben siyasette bu vatandaşlarla ilgilendim, siyasetten sonra da ilgilenmeye devam ediyorum. 300-500 liralık borçlar yüzünden insanlar evlerinden oluyor, icralık oluyor. Ama kimse bu sorunlara eğilmiyor” diyen Akarcalı, İstanbul merkezli medyanın da ülkeyi ayrıştırdığını ve gerçek gündemi yansıtmadığını söyledi.
“Terörsüz Türkiye İrademiz Olsun”
Akarcalı, “Ben ülkenin siyasal ve ekonomik tarihini gerçekten yaşamış birisiyim. Şu anda 82 yaşındayım. 1950’lerin başında ilkokuldayken, İzmir’de Türk Sanayi Çarşısı’nı hatırlıyorum. Üç silindirli bir mengene vardı, kol çevrilerek boru şekli verilirdi. Biz çocuklar hayranlıkla izlerdik. Küçümsemek değil ama oradan bugünlere geldik. Bu ülke Balkan Savaşı’nı, 1. Dünya Savaşı’nı kaybetti, topraklarının dörtte üçü işgal edildi ama Mustafa Kemal gibi bir liderle yeniden ayağa kalktı. Bugün sıkıntılarımız var evet, ama ben Türkiye’nin geleceğinden umutluyum. Yeter ki terörsüz bir Türkiye’de birlikte yaşama irademiz olsun. Herkes aynı samimiyeti taşısın. Ancak bazı kesimlerin arkasında “Tel Aviv varsa, Paris varsa, ABD varsa” işte orada endişelerim başlıyor. Anlatabildim mi bilmiyorum.” dedi.
“Hukuk Az Sayıda İnsan İçin İşledi”
Akarcalı, “Seçilmişlerin tutuklanması çok tartışılıyor ama Türkiye’de hukuk hep az sayıda insan için işledi. Vatandaş için yargının işleyip işlemediği kimsenin umurunda olmadı. 2022 yılında bana gelen bir mektup hâlâ aklımda. Bir kadın, asgari ücretle tarım işçiliği yaparak iki çocuğunu okutuyordu. 150 liralık bir telefon borcu yüzünden hakkında bin 500 liralık icra takibi başlatılmış. Bu borçları toplayan “varlık yönetim şirketleri” adeta vatandaşın kanını emiyor. Ben bu meseleyle ilgilendim, araştırdım. O yıl icra dosyalarının sayısı 20 milyondu. Bunun 7 milyonu, asgari ücretin altında gelirle yaşayan vatandaşlara aitti. Maliye ile görüştüm ve 30 milyar liralık borç affedildi. Ama bu, sadece bir sivilceyi tedavi etmek gibi bir şeydi. Dosya sayısı yeniden artmaya başladı. Bu konuyla ne bir baro ilgilendi, ne bir milletvekili, ne de bir muhalefet partisi. Ama birisi haksız yere tutuklandı mı, sabahtan akşama kadar konuşulur. Oysa beni ilgilendiren, 300-500 liralık borçları binlerce liraya çıkan, evi elinden alınan, avukat masraflarına ezilen vatandaş. Bu varlık şirketleriyle birlikte bazı avukatlar da adeta ticari şirket gibi çalışıyor. Bundan 10 yıl önce İstanbul ve Ankara ticaret odaları, 20 bine yakın üyesini aynı avukatla icraya verdi. Avukat o dönemin parasıyla 4,5 milyon lira kazandı. Kimse ses çıkarmadı. Ben hariç. Bugün hangi baro, Muğla Barosu da dahil, asgari ücretli vatandaşın borç yüküyle ilgileniyor? Geçenlerde bir gazetede vardı. 40-50 bin lira borcu olan birinin, 15-20 milyon liralık evi, haber verilmeden elinden alınmış. Tapuya bile zorla gitmiş. Bu mu Hukuk? “dedi.
“Televizyon Dizileri Rezilliğin Daniskası”
Akarcalı, “Türkiye’de basın, özellikle İstanbul’daki, ülkenin en büyük ayrıştırıcılarından biri. Çünkü Türkiye sadece İstanbul’dan ibaretmiş gibi davranılıyor. Hakkâri’yi, Edirne’yi, Sivas’ı, Konya’yı duyamazsınız. Patronlar, medya yöneticileri hepsi iç içe. Onların çıkarlarını sarsacak hiçbir haber yapılmaz. Televizyon dizileri deseniz, rezilliğin daniskası. Rusya’da bile bu konuda hassasiyet var. Diyorlar ki, “Bu diziler ülkemizi mahvetmek için yapılıyor, yayınlanmamalı.” Ama bizde bunlara ses yok. Sadece “sosyete” diye tabir edilen kesimlerin başına gelenler gündem olur. Oysa 10 milyon vatandaşın yaşadığı dramdan kimse bahsetmez. Ben siyasette hep bu vatandaşlarla ilgilendim. Siyasetten sonra da ilgilenmeye devam ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“Sayın Bakan Ailemizden Biri”
Kıvrak Motor’un sahibi Nuri Kıvrak ise, Eski Bakan Akarcalı’nın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Sayın Bakanımız bu yıl da bayramı birlikte geçirmek üzere bizlerle oldu. Sadece bir siyasetçi değil, aile dostumuz, çocuklarımızın dedesi gibi sevip saydığımız bir büyüğümüzdür. Yıllardır süren bu dostluk bizim için çok kıymetli. Hem Fethiye’ye hem de bize verdiği destek için kendisine içtenlikle teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.




















