EROL DOLU Bülent Ecevit’in Değerini Anlamak
Türkiye hızla 7 Haziran 2015 tarihinde Milletvekili Genel Seçimine doğru gidiyor.
Budan dolayı bugün Türk Siyasi Hayatına ismini yazdırmış, Dünya’da saygınlığı olan ve Dürüstlüğü ile toplumun benliğine yerleşen Devlet adamı Rahmetli Bülent Ecevit ile ilgili yazmak istiyorum.
Ben küçük yaşımdan bu yana ülke sorunlarına duyarlı birisiyim. Muğla Teknik Lisesinde öğrenci olduğum Bin dokuz yüz yetmişli yılların sonlarından bu yana Anadolu Basınında Köşe Yazarlığı ve Muhabirlik yaparım.
16 Mayıs 2009 tarihinde ATV’DE Gazeteci Fehmi Koru ve Hasan Bülent Kahraman tarafından gerçekleşen Beyin Fırtınası programında kendisine soldan bakan ve aydın olarak tanımlayan Hasan Bülent Kahraman’ın konuşmalarını dinledim ve o tarihte rahmetli Bülent Ecevit için haksız olarak söylediği sözlerin bazılarını kelimesi kelimesine not almıştım ve aynen aktarıyorum.
‘Bülent Ecevit sezgileri olan çokta başarısız bir siyasetçi…. Ecevit’in gündelik olarak pratikte siyaset bağlamında öyle siyasete katkıları yoktur.’
Ama Bülent Ecevit Türkiye’de anlaşılamadı. Bir çok insan Bülent Ecevit’in dürüst, kararlı ve sözünün eri olduğunu söylemelerine rağmen tek başına Bülent Ecevit’i iktidara getirmedi.
Siyasette dürüstlüğün sembolü oldu. Bunun için mi siyasete bir şey vermedi diyorum kendini aydın olarak gören Hasan Bülent Kahramana.
20 Temmuz Kıbrıs Barış Hareketinin 35. yıl dönümü dolayısıyla Kuzey Kıbrıs’taydım. Kuzey Kıbrıs’ta yazılı ve görsel basını yakından takip ettim. Bülent Ecevit’ten kararlı bir siyasetçi olarak söz ediliyor. Birçok Kuzey Kıbrıslı gazeteci Bülent Ecevit ile olan anılarını anlatırken bazen gözleri yaşarıyordu.
20 Temmuz 2009 akşamı KIBRIS TV de gazeteci Ali Tekman Ecevit’i ‘Dünya’ya lider olacak bir Devlet ve Siyaset adamı’ olarak tanımlıyordu.
Kıbrıs’ta bulunduğum günlerde Kıbrıs’a ait bir televizyon kanalında gazeteci Yalçın Özer’den, daha önce bilmediğim Ecevit’tin bir sözünü duydum. Yalçın Özer, Ecevit ile olan anısını anlatırken, ‘Bülent Ecevit ile o yıllarda çok sık görüşürdük. Bir gün bana Kıbrıs olaylarını anlatırken önemli bir konuyu söyledi. 15 Mayıs 1974 tarihinde Afyon’da Haşhaş ekiminin serbest yapıldığı Miting günü Kıbrıs’taki Faşist Samson darbesini Ecevit’e bildirmişler ve bunun üzerine Ecevit Miting sonrası zaman geçirmeden Ankara’ya dönmüş ve oradan da vakit geçirmeden hemen Garantör ülke olarak diğer Garantör ülke olan İngiltere ile görüşmek için Londra’ya gitmiş. Orada İngiliz Başbakanı ile görüşürken, Kıbrıs konusunda Türkiye, İngiltere ve Yunanistan Garantör ülke. Kıbrıs adasını barışa kavuşturmamız gerekir demiş. Bunun üzerine İngiliz Başbakanı Ecevit’in kararlılığı karşısında çok şaşırmış, ve kendisine Ecevit aynen şunu söylemiş.
‘Amerika bizim müttefikimiz dostumuz olabilir, ama Kıbrıs konusuna Garantör ülkeler olan Türkiye, İngiltere ve Yunanistan dışında hiçbir ülke karışamaz’ diye söyleyerek
İşte Ecevit böyle ülkemizin geleceğine gölge düşürecek konularda kararlılık gösteren bir devlet ve siyaset adamıydı. Hasan Bülent Kahramanlar bunu anlamak istemiyorlar.
Ecevit kendilerini Aydın olarak gören bazı kişilere aynen şunları söylüyordu.
‘Bizim kendini Aydın olarak tarif eden insanlarımız Aydınlık görevini Anadolu köylerinde halkın içerisinde yerine getireceklerine, İstanbul Boğazında içki masalarında yerine getiriyorlar’ diye tanımlıyordu.
Hasan Bülent Kahraman gibileri Bülent Ecevit’e saldırsalar da onların yaptıkları haksız eleştirileri bizler geri püskürtecek insanlarız. Çünkü bizler Anti Emperyalist çizgiyi Bin dokuz yüz yetmiş dört yılında çocukluktan gençlik dönemine adımımızı atarken Bülent Ecevit’in mitinglerinden öğrendik.