Aldan, “ Öncelikle sağduyulu olmalıyız”
24,25 ve 26. Dönem Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 102.kuruluş yıldönümünü buruk kutladığını belirterek, “Yaşananalar partimize yönelik sistematik saldırılardır. Bu saldırılar hepimizi derinden üzüyor.” ifadelerinde bulundu.
İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanması, CHP’nin son kurultayının mahkemelik olması ve CHP’nin belediye başkanlarının yolsuzluk soruşturmaları iddiasıyla cezaevine atılması olaylarının CHP’ye sistematik saldırılar olduğu belirtildi. Ankara DGM Cumhuriyet Savcılığı ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde de bulunan Fethiye Eski Cumhuriyet Savcılarından 24,25 ve 26. Dönem Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan gazetemize yaptığı özel açıklamada; “Cumhuriyet Halk Partisi bugün 102. kuruluş yıl dönümünü kutluyor. Ancak bu bizim için buruk bir kutlama oldu. Çünkü yaşananlar, partimize yönelik sistematik saldırılar hepimizi derinden üzüyor. Bu saldırıların sonucunda zarar görecek olan yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi değil, bütün ülkemiz ve Türkiye demokrasisi olacaktır. Basit siyasal çıkarlar uğruna, yalnızca kendi geleceğini garanti altına almak için yapılan bu girişimlerin ülkeye büyük bedeller ödeteceğini düşünüyorum.” dedi.
“Siyasi Etki Açıkça Hissediliyor”
24,25 ve 26. Dönem Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, “Bugün vatandaşlarımızın ortak derdi çok daha ağırdır. İnsanlar geçim sıkıntısı çekiyor. Emekliler maaşlarıyla geçinemiyor, hatta kiralarını ödeyecek durumda bile değiller. Buna rağmen toplumun bu gerçek sorunları yerine, muhalefetin iç mücadelesi gündemde tutulmak isteniyor. Bu durum, toplumu başka yönlere çekme çabasının bir parçasıdır. Ne yazık ki yargının da, bilerek ya da bilmeyerek, bu anlayışa katkı sağladığına dair örnekler görüyoruz. Bir hukukçu olarak söylemeliyim ki, süren soruşturmalar ve davalarda siyasi etki açıkça hissediliyor. Ancak şuna inanıyorum: Bu işlerin çözüm yolu yine yargıdır. Yargı, kendi içindeki mekanizmalarıyla hukuka aykırı ve yanlış kararları geri almalıdır. Böylece önemli bir yol kat etmiş oluruz. Bildiğiniz üzere İstanbul için bir çağrı heyeti ya da kayyum ataması yapıldı. Bu bir ihtiyati tedbir kararıydı ve son derece yanlıştı. Fakat yanlış da olsa verilmiş bir kararın infazı gerekiyor. Burada öncelikli beklenti, yargının kendi mekanizması içinde bu kararı geri almasıdır. Eğer bu gerçekleşmezse, “çağrı heyeti” ya da “kayyum” olarak nitelendirilen arkadaşların yapması gereken ilk şey, İstanbul kongresini yenilemektir.” dedi.
“Türk Demokrasisi Bu Yaradan Kurtulmuş Olur”
Aldan, ”Kırk beş gün içerisinde kayyum heyeti ya da çağrı heyeti, İstanbul örgütünü kongreye götürmek zorundadır. Eğer bu süreç hızla işletilirse, örneğin on beş ya da yirmi gün içinde kongre yapılırsa, yeni kurultay delegeleri belirlenmiş olur ve yeniden sistemli bir yapı kurulmuş olur. Böylece mevcut sorun ortadan kalkar. Bu meselenin bir diğer ayağı ise Ankara’da süren bir yargılamadır. Daha önce Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava, Cumhuriyet Halk Partisi kurultayının iptaline dönük bir başvuruydu. Mahkeme hakimi, bir önceki oturumda bunu bekletici mesele sayarak ceza yargılamasının sonucunu beklemeye karar verdi. Eğer bu yaklaşım devam eder ve kayyum atama gibi bir karar verilmezse; mahkeme “İstanbul’daki Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın sonucunu bekleyeceğim” derse, sorun ikinci kez çözülmüş olur. Böylece Türk demokrasisi önemli bir yaradan kurtulmuş olur.” ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet Halk Partililer Kendi İçinde Birlik Olmalıdır”
Muğla Eski milletvekili Ömer Süha Aldan, CHP’nin köklü bir parti olduğunu 102 yıldır ayakta durduğunu ifade ederek, “Peki, bu aşamada Cumhuriyet Halk Partililer ne yapmalı? Elbette asıl değerlendirmeyi genel merkez yapacaktır. Ancak şunu vurgulamak gerekir: Cumhuriyet Halk Partisi köklü bir partidir. Karşı taraftakilere hatırlatmak gerekir ki; 102 yıldır ayakta duran, dünyanın en uzun soluklu siyasi hareketlerinden biri olan bir partiden söz ediyoruz. Cumhuriyetin kuruluşuyla eşdeğer, hatta cumhuriyeti kuran bir partidir. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi’ni örselemeye kimsenin hakkı yoktur. Cumhuriyet Halk Partililere gelince: Öncelikle sağduyulu olmak durumundayız. Hukuk kararları yanlış da olsa —ki gerçekten çok yanlıştır— şiddete başvurmadan, demokratik haklarımızı kullanarak tepkimizi göstermeliyiz. Demokrasinin bize tanıdığı hakları sonuna kadar kullanmalı, ama bunu toplumsal bir olgunlukla gerçekleştirmeliyiz. En önemli nokta ise Cumhuriyet Halk Partililerin kendi içinde birlik olmasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik bir saldırı varsa, bunu bertaraf etmenin tek yolu iç bütünlüğü korumaktan geçmektedir.” İfadelerinde bulundu.




















